bir zamanlar konya'da çok içerdik be. her akşam, her akşam. mekanlar da güzeldi ama haa. özellikle ince minarenin arkasındaki osmanlı kahvehanesini tavsiye ederim. hele ki bu yaz aylarının akşamlarında iftardan sonra sokakta ohh mis.
yaklaşık 4 yıldır içmiyorum. severim nargileyi çok,özledim de hatta ama nedense gitmiyorum içmeye. taksimde kallavi, beşiktaşta yapboz ve piramit,eskiden oturduğum yerde de seyrangaha giderdim güzeldiler ya da pek başka her bilemediğimden.
valla ortaokul ve lise çocuklarına adeta büyülü bir karışımmış gibi pompalanan yepyeni bela. o gençler gelecekte gencecik yaşlarında birer kronik hastalık paketi olacak; bakalım devletimiz o zaman osmanlı geleneği olarak pohpohladığı nargilenin aslında sigaradan çoook daha beter bir illet olduğu gerçeğini göz ardı ettiği için üzülecek mi, göreceğiz...
bu arada günümüz yöneticileri bu veballe başlarını yastığa nasıl rahat koyuyorlar, o da ayrı mesele. gerçi, şubat 2020 itibarı ile nargilelere de sağlığa zararlı yazısı gelecek vs ama asıl yapılması gereken kesinlikle okul, cami vs yakınlarında nasıl alkol ve içki satılmıyorsa nargile cafe de olmamalı ve 18 yaşından küçüklere nargile satışı olmamalı...
belli başlı mekanlarda içilirdi bu zımbırtı eskiden. şimdiki haliyle olayı hortlatan da tophane'deki nargile kafelerdi. orası galataport'a evrilince ya da peşkeş çekilince nargile işine bir darbe vurulmuş gibi oldu. hatta hatırlayanlar bilir nargile kafeler için bazı şartlar da getirilmiş iş sanki zorlaştırılmıştı. tabi bunun da etrafından dolandık ve bokunu çıkardık. nargile her yere girdi. en azından sadece kafelerdeydi. şimdi evlerde, parklarda, bahçelerde nargileler kısaca her yerde. bir götümüze girmedi belki o da girmiştir hatırlamıyorum.