pagan poetry

björk'ün vespertine albümünün beşinci şarkısı.
sanırım björk'ün bugüne kadar yaptığı en güçlü ve şiddetli eseri..kaotik, esrik, saplantılı ve bir o kadar da sado mazoşist bir aşkı anlatan şarkının video klibi de tüm zamanların en iyi kliplerinden biri sayılabilir kanımca. videonun başında soyutlanmış bir cinsel ilişkiden sahneler vardır ve bu ilişki björk ve sevgilisi matthew barney arasında geçmektedir. video da björk'ün nipple piercinglerini de görebiliriz..
her şey bir yana, tek bir dokunuşla aşık olabilmeyi, kendi kendine kırılmayı anlatan, zedelenmiş ruhları iyice kanırtan, kendini korumayı bilmeyenlerin kalplerini ve ruhlarını şiddetle uzak tutması gereken şarkıdır.
meraklılarına çevirisiyle birlikte:

pedalling through
(pedal çevirerek)
the dark currents
(karanlık akımlara)
i find an accurate copy
(tam bir kopyasını buldum)
a blueprint of the pleasure in me
(içimdeki zevkin ozalit bir kopyasını)

(swirling black lilies totally ripe)
(tamamen olgunlaşmış ziyah zambaklar dönüyor)
a secret code carved
(gizli bir şifre oymalarla süslendi)

he offers a handshake
(o el sıkışmayı teklif etti)
crooked five fingers
(çarpık çurpuk beş parmak)
they form a pattern
(bir desen biçimindeler)
yet to be matched
(buna rağmen uyumlu)

on the surface simplicity
(basitlik görünüşte)
but the darkest pit in me
(ama en karanlık kuyu benim içimde)
it's pagan poetry
(bu pagan şiiri)

morsecoding signals
(mors alfabesi sinyalleri)
they pulsate and wake me up from my hibernating
(onlar nabız gibi çarpıp beni kış uykumdan uyandırıyor)

i love him (x8)
(onu seviyorum)

(she loves him)
(kız, onu seviyor)
this time, i'm gonna keep it to myself
(bu sefer kendime saklayacağım)
(she loves him)
(kız, onu seviyor)
this time, i'm gonna keep me all to myself
(bu sefer, kendimi tümüyle kendime saklayacağım)

he makes me want to hurt myself again
(bende yine kendime zarar verme isteği uyandırıyor)
he makes me want to hand myself over
(bende kendimi teslim etme isteği uyandırıyor)
i love him kısmını i laugh him olarak da algınalabilecek bir şekilde telafuz ettiği ve aşkı hiç yaşamamış olanlara bile aşk acısını hissetirebilen björk şarkısı hatta aşkın björkçesi. "insan tek bir dokunuşla birine aşık olabilir mi? o tek dokunuşla tüm ikilemleri yaşayabilir ve kendi canını yakabilir mi?
bir el düşünün ki, tek dokunuşuyla sizin alfabenizle eşleşiyor, en derininizde yatanı buluyor; kapalı kapılar adında sakladıklarınızı büyük bir zevkle ortaya çıkarmanızı sağlayacak anahtara sahip. nefes alıyorsunuz, yüzyıllık uykunuzdan uyanıyorsunuz. onun üzerinden kendinize, herkesten, hatta kendinizden bile sakındıklarınıza ulaşıyorsunuz. hemen ardından tüm dünyayı ilk kez apaçık görüyormuşçasına mutlu oluyorsunuz. bir yandan ona sürekli dokunmak istemenin mutluluğu, bir yandan onu kaybetmemek gerekliliğinin tetiklediği bencilliğinizle boğuşuyorsunuz; korkuyla onu sarıp sarmalamak, kimseyle paylaşmamak istiyorsunuz; diğer yandan böyle bir mucizenin varolduğunu tüm dünyaya haykırmak...

bu şarkı da o el gibi tek dokunuşuyla ötekiyle birleşmenin ilahi derinliğinin altında yatan şeyin bulaşıcı bir virüs gibi basit dokunuşlarda varolduğuna inandırıyor sizi. sonra kimseyle paylaşmak istemiyorsunuz onu. içinizde bir kutuya koyuyorsunuz. nadiren yaşanan o eşleşme anlarında ötekiyle "tek" olmanın içinizdeki "ben"de yaratacağı ikilemleri öngörmeye çalışıp onu o kutudan çıkarıp, "bu sefer beni kendime saklayacağım" diyorsunuz björk'le beraber. ama o da diyor ya "but he makes me want to hurt myself again"... bedene ve ruha işleyen her şey işte björk'ün piercinglerinin daha onları görür görmez canımızı yakması gibi acıtıyor bizi her seferinde... içiçe geçmenin baştan çıkartıcı sancısını hissediyoruz onlar üzerinden. her seferinde daha da kötü ama her seferinde kendi acısına daha çok bağımlı kılarcasına...

o yüzden... gerçekten sevmenin ne olduğunu anlatır bu şarkı; içine çekercesine, acısıyla, korkusuyla, coşkusuyla... bütün olmanın verdiği mutluluğun karanlıklardan başladığını hissettikçe, onun karanlık yanlarının, başkalarının dehlizlerine neolursaolsun girmemiz için bizi nasıl yüreklendirdiğini gördükçe, insan daha da çok sevmek istiyor birilerini; o birilerinde kendini türlü işkencelerle eritircesine. ama hep bu şarkıyla, björk'ün sesiyle."
björkün acıyı resmen ilmek ilmek bedenine diktiği klip.
björk'ün çok sevdiğim, duygu yüklü bir parçası.