peremeci benli kara davut

peremeci benli kara davud biri dahi üsküdar'da kolluk hamamı'nda peremeci benli kara davut'dur. tokmakçıdır. bâlâ kamet (uzun boylu) bir tüvânâ (güçlü) çâr-ebru (bıyıkları yeni çıkmış) bir yiğittir ki gece ve gündüz bey ve paşa ve ağa ve efendi götü tokmaklar. bir it oğlu ittir. sikinin kazancını yine sikine yedirip bilâ libas (elbisesiz) yalın ayak gezer biçaredir. üsküdar kolluk hamamı'nda zuhur etmiştir (ortaya çıkmıştır) amma kapısı yoktur. hamam hamam dolaşır kaltaban avaredir. varacağı hamamda ard kapıdan külhana duhul (girip) ve külhanda soyunup levendane reftar ile (levend gibi yürüyerek) varıp hamamcı ağanın eteğini ve natır ile ellak eskisi ser-nevbetin (baş nöbetçinin) ellerini öpüp müşterisi kande (nerede) ise varıp hizmetini görür. kadimden görüştüğü ise (önceden tanıyorsa) huyunu ve suyunu bilmekle (bilerek) "ağam, paşam, efendim, sultanım, işte kara davud'un geldi" deyip livataya mübaşeret eder (başlar). amma müşteri o ana dek görüşmediği ise natır ağa "zannım ki (sanırım ki) tokmakçı arar" dedikte (deyince) bacak ve ayak oğuşturup tedricen (ağır ağır) yukarı çıktıkça maslahata el atar, müşteri "elin çek" dedikte kendi kebir (büyük) maslahatını peştemaldan çıkarıp "ağam, bunda hicab (utanma) olmaz. ben seni memnun edeyim. hemen emreyle ki gör bak benimki uyanmıştır" deyip müşteri dahi el atıp tuttukta hemen onu yüzü üzerine çevirip bir hamlede biner, koyar ve işini tamam görür. saraç ahmed bey ki eyyam-ı nev-civanisinde (delikanlılık günlerinde) sultan murad han-ı rabinin (dardüncü murad'ın) silâhdarı mustafa paşa'nın kapıcıbaşısı olmuş kız cafer nam (adlı) kapıcıbaşının nur-ı dide (göz nuru) oğludur. işte benli kara davud o nazlı beye alâka edip cümle akçasın (bütün parasını) saraç civane (gence) yedirir çıplak aşıktır. amma saraç oğlanı da şakır şakır siker. saraçhanede o pakize (temiz) oğlan, "dellak saracı" diye melkubdur (lakaplıdır).
2 Entry Daha