audrey hepburn

sinemadaki unutulmaz zerafet kraliçesi hele ki breakfast at tiffanys
(bkz: gossip girl)ün blairının kendine rol modeli çizdiği, rüyalarında hep tema olarak işlenen hanımefendi.
ülkemizde, özellikle de gossip girl izleyip de en sevdiği film breakfast at tiffany's olan, sadece görüntü odaklı kezban/blair wannabe kızlarımızın örnek aldığı, 60ların en ünlü aktrislerindendir kendileri. zarafetin sözlük karşılığı olan hepburn, tiffany's'te o kadar başarılıdır ki, ne yazık ki bu filmi seven kız tipimiz ne filmi- ne de filmde anlatılmak istenen esas şeyi anlar...yanlış bilmiyorsam ilk ya da ikinci filmi roman holiday'dir ve buradaki oyunculuğuyla oscar alır.

kendisinin en sevdiğim filmi, çok şükür kezban kızlarımız tarafından daha keşfedilmemiş cary grant ile oynadığı charade'dir.
blair waldorf ile hem fikir olamadığımız tek şeydir kendisi.
dönemin amerika'sında marilyn monroe, elizabeth taylor gibi vücut hatları dolgun, seksi kadın imajı öndeyken audrey ilginç yüz hatları, kısacık saçları, kalın kaşları, yok denecek kadar küçük göğüsleri, eşi az görülecek derecede incecik beli ve uzun boyu ile adeta bir çizgi filmden fırlamış gibidir.
tüm zamanların en zarif aktristidir.
dünyanın en tatlı hayvanlarından birisine sahip aktris kişisidir.