caché

michael haneke filmi. "saklı" ismiyle türkçe'ye çevrilen film konusu itibariyle tam bir haneke filmidir. mahremiyeti bu kadar iyi sorgulamasına şaşırdığım * haneke filmidir.
izlemesi oldukça keyifli bir film, atmosferi durağandır ve insanı içine çeker.
"film izliyorum!" demeden önce, öylece oturulup ekranda olup bitene, insanların hayatlarının bir kısmına yeterince olağan bir şekilde eşlik etmektir bu film.

iç burkar, anlaşılmaz, düşündürür.
krzysztof kieslowski'nin oyuncu dediğimiz sevdiğimiz oyuncu juliette binoche'un kendini gösterdiği filmlerden biridir.
üzerine tez yazılabilecek haneke filmi. filmin sonunda haneke'nin çıkıp "nooldu öyle kalırsın işte" demesi beklenir. en basit söylemiyle yönetmen modern çekirdek ailenin kalbine bıçağı saplayıp öylece izlememizi ister.*
bu film ile alakalı olarak herkes su meshur sahneye takılıyor. ama asıl gerçek gerilim bence film boyu olan. "hadi lan ne var gerilecek manyagın biri yapmıstır" diyenler olmasına karşıni ben bu olayı, bu kadar ruh hastası katilin yaşadıgı bir toplumda çok gerçekçi buluyorum. hatta malum sahne olduktan sonra iyice tırstım, cunku yanlıs insandı belki de. anksiyete eğilimliler için her zaman bir yaradır bu film. michael**haneke ye bir röportajında soruyorlar, kim yolluyordu diye cevabı: ben de bilmiyorum.

önemli dipnot:
bu filmde salondaki kitaplıktaki kitapları haneke teker teker kendi seçmiş. koli koli kitap getirilmiş. dahası hangisi oldugundan tam emin olmamakla birlikte konularına veya alfabetik sıraya göre dizdirtmiş.