mustafa kemal'in askerleriyiz

gezi direnişi'nde pek sık kullanılan, o ünlü slogandır...

biraz baştan alırsak: direniş'in amacını sapmasında ki en büyük nedenlerden biridir bence, bu slogan. oradan birileri: osmanlı torunuyuz, bir diğeri: mustafa kemal'in askerleriyiz. her ikisi de tutturmuş, gidiyor. her ikisi de birbirine muhtaç. bir taraf olmasaydı belki atatürk'ün, türkiye'yi çekip çevirip bu hâle getirmesine gerek -bile- olmazdı. ama diğer taraf olmasaydı da türkiye şu an ki durumundan bin kat daha kötü durumda olacaktı. bu konularda sorun yok-tu ama gel bunu ''mustafa kemal'in askerleri''ne söyle. durdurana aşk olsun! duracakları yerde durmadılar. sanki herkes mustafa kemal'in askeri ya da en basitinden herhangi birinin askeri olmak zorundaymış; olay sadece ''bu''ymuş(!) gibi bağırdılar, neredeyse her sloganda aynı şeyi söylediler. oraya ''neler'' diye gidildi, ''ne'' görüldü, ''ne'' yapıldı...
freddie mercury'nin askerleriyiz de onur haftası zamanı çok fazla duyduğumuz sloganlardan biriydi buna alternatif olarak.
kimsenin askeri değiliz diyerek bastırılmaya çalışılan 1 slogandır. özellikle gezi eylemleriyle aklımıza yer etmiş tarafsızlığın ön safhada tutulması nedeniye işi espriye vurarak ''mustafa keserin ve yıldız tilbenin askerleriyiz'' modunda versiyonları türeyen insanı gaza getiren 1 söylem.
daha geçen yıla kadar bu cümleyi kullanırdım. evet mustafa kemal'in peşinden gitmeye çalışıyorum elimden geldiğince. fakat mustafa kemal'in de hataları olduğunu fark ettim. bu çok doğal. o bir insandı. her bakımdan kusursuz bir adamdı hem de. sadece bir asker olarak büyüdü ve hissizleşti. bu yüzden acımasızca kararlar alabildi. birinin askeri olmak doğrudan onun gittiği yoldan gitmek demektir. ben ise atatürk'ümü bir idol olarak kabul ediyorum son 1 yıldır. ben onun bu devleti emanet ettiği gençlerden biriyim, hepimiz öyleyiz. ve inanıyorum ki bugünler geçecek. insanlar okuyor artık. hiç bir şeye körü körüne bağlanmamayı öğreniyor insanlar yavaş yavaş. belki görmeyeceğiz. belki 2-3 kuşak göremeyecek fakat o günler gelecek. kimsenin kimseye karışmadığı o güzel günler gelecek. hayvan çiftliğinin sonundaki yazıyı hatırlatmak isterim. ''bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir'' kitabı okuyanlar bilir. oradaki domuzlar devrimi başlattı fakat sonra diktalaştı. çünkü onlar okudular ve kuralları kendi istedikleri gibi değiştirdiler. biz hepimiz okumalıyız. özgürlüğü koruyan ve ayrımcılığı kabul etmeyen kurallarımıza sahip çıkmalıyız. ki benim mustafa kemal'im de böyle istemiştir. ayrıca mustafa kemal şunu da söylemiştir. ''benim hatalı olduğum, eksik bulduğunuz yönlerim olabilir. bunları gördüğünüzde beni geliştirin.'' bu yüzden ''mustafa kemalin askerleriyiz'' diye bağıran fakat kafası hala 1938 de kalmış olan insanlardan olmamalıyız. en çok da biz olmamalıyız. çünkü bu da bir yobazlıktır aslında. gericiler için denen o ''at gözlüğü'' kavramı onlar için de geçerlidir.