yarak

afgan dilinde yarak: http://youtu.be/e19tbhtp6xs
kafada daha büyük penis algısı doğuran kelime. türkçede yaygın kullanımı ve türk erkeklerinin penis ölçüleri arasındaki uyumsuzluk düşünüldüğünde egosal bir terim olduğu ortaya çıkar.
küçükken şöyle bir tekerleme vardı:
başı soğan giibi
gövdesi ağaç giiibi
dibi orman giibi
bom bili bili bili bom
çok kötüdür huuyu
hemen akar suuyu
bom bili bili bili bom
(buna benzer birşeydi)
penisin halk dilindeki ihtişamlı adıdır.
penis yerine bu lafı duyunca zaten yeterince azma sebebi oluyor.
seksi adamların ağzında iyice seksileşen kelime.
ayrıca bazı fiiller için "kaynaştırma harfi+zarf fiil yapan ek (arak-erek)" örnek cümle: böyle davranma"yarak" insanlara kendini sevdirebilirsin.
eski türkçe'de ve azeri türkçesinde silah, levazım, mühimmat anlamına gelir. hatta tdk ilk anlam olarak silah der.
yıllarca tartışmıştık lisedeyken yarağın yarmak fiilinden gelip gelmediğini. gidip hocaya da soracak halimiz olmadığı için hala daha ben öğrenemedim doğrusunu.ben hala daha yarmaktan geldiğini savunuyorum. hani yarıyor da geçiyor sonuçta *
sevilen, sayılan bir organ. kötü şeylere alet ediyorlar, üzülüyorum. *
yarmak fiilinin edilgen öznesi. * * * *
hande yenerin kırmızı şarkısında bolca geçen kelimedir.*
hatayı ben en başında yaptım
aynı evi senle paylaşarak
kendimi çok takdir edeceğim
ayrılığı kutla yarak
vedalaşırken üzülmüş gibi
tutma ellerimi acı yarak
kendine dev aynasında değil
boy aynasında bir bak
acım taze kurtulamazsın
gözlerini kaçırarak
belki birazcık bozuldun
ruhun belki can çekişiyor
belki biraz da kızardın ama
sana kırmızı çok yakışıyor

eski türkçede silah anlamına gelen kelime. sikme eylemini cezalandırma, siki de bu cezalandırma eyleminin silahı olmakla özdeşleştiren seksist ve maço bir toplumda, yarak kelimesinin böyle evrimleşmesine şaşmamak gerekir.

(bkz: at, avrat, yarak)
eski türkçede silah manasını alan sözcükle ilkin üniversitenin ilk yılında köktürkçe dersinde tanıştım. tanrı taala aşkına sosyal hayatım pek bir yavan olabilir ancak hakkımı kendime iade edip hemen söyleyebilirim ki dersler konusunda üzerime inek tanımam. bunun çok doğru bir söz olduğunu anlamıştım. trakyaya kar yağıyordu ve biz kül tigin kitabesini okuyorduk. orjinal harfleriyle. hocamızın o harfleri bilmediğine yemin edebilirim! ancak transliterasyonunu bile okurken çataldan kıçımıza dek terlerin akmasına -mani olamazdık ki orijinali ha!: üze kök tengri, asra yağız yer kılundukda, ekin ara kişi oğlı kılınmış... ama ben ineklik tanrısı güven, aybettin okur, elbette okuyabiliyordum. *) şimdi okuyunca doğrusu bana bir şeyler katmış muharrem ergin diyorum.neyse. kar yağıyor ve en sevdiğim kardeşcağızım-dostum mahmut nasıl zorlanıyor. hayır şakır şakır okudu. durdu. durduğu yerde bir nefes aldı. okuyamayacağını anlayınca devam edeyim dedi ama hoca engel oldu. sınıfta bir uğultu. ama okuyamıyor millet. nasıl okusundu ki anca sınav öncesi ezberlenen kitabeler. hocanın elinde metin yoktu. nereyi okuyamadın? hadi kim okuyacak dedi. ben de mahmut'un karizması çizilmesin diye uyumak için abandığım sıradan başımı kaldırdım ve kitaba baktım. "yarrak" diyiverdim. sensin yaraaam dedi mahmut. lan yarraaam ... derken göben sen okudun mu diye girdi hoca aramızdaki nefis sohbete. evet hocam dedim. nedir? nasıl demeli yarak?! kelime yarak yani. size değil diye sesim yüksekten alçağa indi. noktalama işaretlerini seven ve nefes alışverişini buna göre ayarlayan ben --güven radiyallahu anh-- nasıl olur da bir kerede boşluksuz böyle bir cümle kurmuştum bilmiyorum. gözümü açtığımda millet kolonya ile başımdaydı. dersten nasıl çıktığımı bilemezsiniz. gözüm hiç bir şey görmüyordu. bir utanç, bir sinir hali. hoca kesin beni bıraktı derken... mahmut yarrağım al kolonya da sür burnuna diyende kendime geldim açıldı sinirden gözlerim. sınıf kahkaha tufanına gark olmuş, ben de az önceyi unutmuştum. mutluydum. sınavda çıkmayacaksa da en azından sözlük dağarcığıma silahımı da ekledim böylece. yarak deyip geçmemek lazım.

(bkz: sonu gelmeyecek sandım)
çift r ile söylenince sanki daha büyükmüş gibi geliyor .*
onsuzluğun ne derece acı bir şey olduğunu düşünerek tanımlanması gereken bir uzuv, bir olgu, bir alet, bir araç ve bir sembol!
yaraksızlık gerçekten feci birşey. yaraktan hoşlanmamak da aynı biçimde, çok ciddi kayıplara yol açabilmekte.
ona sahip olmak, onun hakkını vermek anlamına gelmiyor. ona sahip olarak değer verdiği ve kullandığı halde, başkalarının yarağına aynı saygıyı ve ilgiyi göstermeyen hemcinslerimi hiçbirzaman anlayamayacağım...
duyunca bütün üzüntülerimin azaldığı sözcük.
  • /
  • 2