sevgili

eğer uzaktaysa sizden cuma ve cumartesi gibi kutsal gecelerin anlamsızlaşmasıdır.
bir sigara yakarsınız, camdan dışarı bakarak.
kalabalık caddeye bakarsınız...
kalabalık içinde ona benzeyen yüzleri seçmeye çalışırsınız...
dostlar çağırır, akşama eğlenmek için...
gitmek istemezsiniz, evde sakin sakin içmek daha çok işinize gelir..
bir kadeh kırmızı şarap alırsınız...
bir de müzik... bülent ortaçgildir her zaman ki gibi öncelikli olan...

"ve sen ben değirmenlere karşı, bile bile birer yenik savaşçı..."

bir nefes tütün, bir yudum şarap, bir fısıltı bülent ortaçgil

bakarken hafiften kararmaya başlayan caddeye, mesaj sesiyle irkilirsin. açarsın mesajı, bir cümle yeter bazen: seni seviyorum.

sigaranın dumanı mıdır gözlerini yaşartan, yoksa başka bir şey mi, anlamazsın...

not: duygulandım.hepimiz kezbanız bir yerde.
bulunması zor bir hayat arkadaşı. bulunduğunda da sıkı sıkıya sarılıp ömür geçirmeyi düşünülen kişi. (bkz: can yoldaşı)
özlenendir... günleri sayılandır...

adamım çok üşüyorum ben...
sevilisi, özlenilesi, hep düşünülesi, uyurken rüyalarda görülesi, iyimi rahat mı sağlıklı mı diye endişelinesi, öpülesi ama doymadan, bakılası ama bıkmadan. candır sevgili.
hasretinden prangalar eskittiğimdir.
sevgilim olsun diye haykırıp, sevgili yi bulunca da nasıl haberi olmadan aldatılır diye paralanıldığı bir durumdur sevgili...
zamanla beraber o da eskiyenlerden,anılar arasına karışanlardandır.
her görüşünüzde kalbinizde o ilk gün ki çarpıntıyı tekrarlatan kişidir.
aşkı yaşatır. aşk bitince tayin olur.
bir türlü bulunamayan bulunulunca da asla bırakılmayacak kişi.
acıların en tatlısı.
insanı en cok kıran en cok incitendir.
yokluğunda birçok hayali içinde barındıran tatlı bir masal insanı, geleceği umutla beklenen kişi. bazen de umudunu yitirdiğin anda poof!! karşına çıkabilendir.


"nefes alamamak.. avazın çıktığı kadar bagırmak... yıkmak nefesinle.. koca koca dağları... haykırmak... dosta düşmana... ne fayda... bazen koca koca dağları yutmak.. ciğerlerin patlarcasına.. denizlerde boğulmak... sadece susmak... susarken... yanağımdan dökülen bir ilki damla yaş... kafaret edermi onca acıya... ben neyzeni dost bildim.. yaz akşamlarında.. rakımı ona kaldırdım... kışın soğuk gecelerine hayyamı dost bildim.. şaraba raks ettim.. ulan yine vira bismillah deyip yelken açıyorum yine yeni bir aşka.... yanarsa yansın çiğerlerim... meze olsun meyhane masalarında.. en azından çiğerim beş par eder.. çiğersizlere nispet.."

bunu yazdıran şerefsiz...
aşktır, eştir, arkadaştır, ailedir. bir sürü insanın özelliğini bünyesinde toplayan bir nevi süper kahramandır. bu tarife uymayan veya bu sözleri derttir, beladır, yüktür diye devam ettiren biri ise sevgili dediğin pek de sevgili değildir.
bunun eksikliğini koca dünyayı göğsünüze sıkıştırsanız da dolduramazsınız,
öyleki, göğsünde uyumak gözlerine bakıp oradan tüm evreni, yaşamı, anlamlı olan ne varsa hissetmek ruhun belkide tek özgürlüğü... belkide özgür kalınabilecek tek nokta sevgilinin gözleri. sanki tüm evren ve sonsuzluk oradadır.

bunu söylemek korkunç gelse de kulağıma sanırım şunu söyleyebilirim;
"sevgili için ölünür be abi" *
  • /
  • 4