sevgiliden ayrıldıktan sonra yapılan ilk şeyler

ona ait ne varsa atmaktır. ama her ona ait şeyi alıp tam atacakken, anıların gözünüzün önünden film şeridi gibi geçip derin derin iç geçirirsiniz ya da gözleriniz dolar. sonra ayrılma sebebiniz aklınıza gelir sıçarım deyip atıverirsiniz, yok yok atmazsınız, belki de atarsınız. ertesi gün psikologtan randevu alarak süreci tamamlarsınız.
tedbirli davranıp yeniden birleşme ihtimaline binaen beklemede kalıp hiçbir şeye dokunmamak, ilk hareketin ondan gelmesini bekleyip eline koz vermemek.

hiçbir zaman çıkmadık candan umut kesilmez.
onun zoruyla kapatılan tüm appleri yeniden yüklemek, profiller oluşturmak. ondan önceki hayata keyifle geri dönmek.
diş fırçasıyla klozeti temizlemek. onunla aldığınız t-shirtü paspas yapmak. her sevgiliye yapılmaz tabi. bazı anılar güzeldir, gülümsetir. bazıları insana acı verir. bu yaptıklarınız gereksizdir tabi. asıl yapmanız gereken şey bir an önce onu ve kendinizi affetmektir.
ilk gün oturup bir hata aranır, ikinci gün demet akalına bağlanır, üçüncü gün arkadaşlarla zaman geçirilir, ilerleyen günlerde işe güce yoğunlaşılır ve yine doğru kişi beklenmeye başlanır.
bir zamanlar bilge bir adamın dediği gibi,
uzun müddet düşünmek, aynı şeye odaklanarak, beyhude şekilde...

(bkz: iyi de abi ama ama neden yani niye of of of)
o kadar uzun zamandır sevgilim yokki oturdum düşündüm neler yapmıştım falan diye bulamadım.
ama flörtlerimden ayrıldıktan sonra pek bir atraksiyon yoktu. belki dating app tekrar yüklemek. ihmal ettiğim arkadaşlarım varsa onlara zaman ayırmak.
1 - en yakın arkadaşımı arayıp durumumu anlatırım. eğer imkan varsa akşam içeriz.

2 - bir kaç gün içinde aldığı hediyeleri, beraber yaptığımız şeyleri ve varsa fotoğrafları bir kutuya koyup atarım. eğer ilişki benim için tamamen bitmemişse sadece kaldırırım.

3 - arkadaşlarımla daha çok vakit geçiririm.

5 - sevdiğim yemekleri yerim. sevdiğim yemekleri yerken mutlu oluyorum.

6 - genelde friends izliyorum. belki ileride değişir.

7 - kendimi işime veririm.

8 - kendimi daha fazla işime veririm.

9 - eski fuck buddy'leri yoklarım. eğer onlardan bir hayır görmezsem bir uygulama yüklerim. sonrasın malum.

10 - daha daha çok işime veririm.
ağlamak ağlamak ağlamak, dua etmek, ağlamak ağlamak ağlamak, mektup yazmak, ağlamak ağlamak ağlamak, gazete ilanı vermek, ağlamak ağlamak ağlamak, yakın/ortak arkadaşlara yakarmak...
sertab erener'in iyileşiyorum'u son ses açıp bağıra bağıra söylerken temizlik yapmak
eğer kalbi kırık bir şekilde ayrılındıysa: günde sayısız kez sam smith-i know i'm not the only one dinleyerek yatakta cenin pozisyonunda bulunmak, boş boş duvarlara bakmak, "beyaz çitlerimiz olacaktı bizim" diye iç geçirmeler, duşta çömelip baş dizlere, eller kafaya koyularak sanatsal şekilde ağlamak...
resimler teker teker yırtılır atılır, boş kalan çerçeveler ortadan kaldırılır.
sevgili eve geldiğinde acilen dolaba kapatılan abdülcabbar, balkondan sarkıtılan hüsamettin hala orda mı, yaşıyor mu diye kontrol etmek.
whatsapp durumuma demet akalın şarkılarının sözlerini yazarım. (bkz: swh )
burnumu karıştırırım. sanki bana cenaze evi amk heeçç yas tutacak melankoli takılacak halim yok.
votka almak.
yere uzanmak.
ağlamamaya çalışmak.
allah ne verdiyse ağlamak.

şekil a.

silah almak.
eski sevgilinin evine gitmek.
eski sevgiliyi vurmak.
kendini vurmak.

şekil b.
en son sevgilimden ayrıldıktan hemen sonra mekandan kalkıp hiçbir şey olmamış gibi tiyatroya gitmiştim. onunlayken tiyatroya gidemediğimden değil, arkadaşım önceden bilet almıştı, ayrılık planda yoktu ve ayıp olmasın diye gittim, ciddi ciddi o oyunu oturup boş bakışlarla seyrettim. oyun da adını hatırlamadığım abuk bir trajediydi. ben koltukta sessiz sessiz ağlıyorum, arkadaşım yandan dürtüyor beni, "ne oldu, oyun mu dokundu?" diye. hayatımda yaşadığım en absürt şeylerden biri olabilir. şu an çok gülünç geliyor.
  • /
  • 2