starbucks

ama şimdi canım peppermint mocha çekti olmaz ki
yıllardır neden bu kadar bok atıldığını hala anlayamadığımdır. herkesin damak tadı, kahve zevki vs farklılık gösterebilir; birine çok acı gelen kahve diğerine çok başarılı gelebilir ki americano hastası birçok insan tanıyorum. evet ülkemizde ne yazık ki özellikle de satc vb yapımlar sonrası herkesde her yerde elde bir kahveyle gezme, ''ay canım starbucks'a gidiyoraaaz biz'' gibi bir kendi çapınca avam olarak bile adlandırılamayacak olgu var ne yazık ki. bu da insanımızın özentiliğinden kaynaklıyor, ki burada olgu sadece starbucks değil. her dönem ne revaçta ise insanların kızılay dağıtmışcasına onu giydiği, tarzı-vizyonu gelişmemiş insanların yoğun olduğu bir dönem içerisindeyiz. özgünlük çok farklı bir olgu evet ama herkes bir şeyi takip ediyor diye bu size de bodoslama girmenizi önermez. starbucks'a gitmeyip de nero'ya ya da herhangi bir kahve dükkanına, cafeye gittiğinizde de genelde aynı fiyata kahve alıyorsunuz ki benim görüşüm kahveyi işi kahve olan bir yerde içmek. yoksa bir kahve makinesi alıp, kapsülü koyup, 3ü1 arada formatında 200 ml kahveyi latte diye önünüze koyup min 7-8 tl ödemeniz beklenmesi artık en uyduruk cafede bile olan bir şey. misal ben 4,25 tlye orta boy hem de soya sütlü (alerjimden ötürü) kahvemi alıyorum. tatlı vs konusunda fena sayılmasalar da yıllar içerisinde vasat denilebilecek gramaja karşın artan fiyatlarıyla eleştriyi hak ettikleri de gerçek, doğruya doğru.

kahve olarak bildiği ''vaaayt çaklııt moka'' ya da ''tay çii latte'' olan, fotoğraflar çekilip kocaman köşesinde retrica yazısı olan ama onu-bunu her şeyi eleştirmekten kendini alıkoymayan insanların neden kale alındığını da anlamıyorum zaten. burada amacım bir markayı savunmak, ya da yüceltmek değil; ama olay kahve veya değil zaten herkesin belirli bir oturmuş ya da güvendiği-kullandığı şeyler var. nasıl selpak, ya da sana margarin adıyla ve popülaritesiyle kabul gördüyse; şu an ister designer bir marka ister h&m vs gibi 5-10 tlye üst-baş aldığınız bir yer olsun burada bir güven duygusu, dahası zevke-damağa konu neyse ona hitap etmek var. yukarıda okuduğum tabi ki birçok negatif şey de yaşanmış olabilir ama dediğim gibi en nihayetinde zorlama yok, tercih meselesi. keşke genel olarak her konuya böyle bakılabilse.

tabi bu kadar hödü hödü eleştiren arkadaşların yurtdışına çıkınca da starbucks'tan çıkmadığı olur, o da ayrı bir ironidir. bunun bir başka versiyonu da burada mc donalds'a demediği kalıp yurt dışında aç kalınca ilk işi mc donalds'a saldırmak olan insan tipidir ki, ayrı bir entry konusu.