statü

sosyal bir sistemde bulunan diğerleriyle birbirinize nasıl davranmanızı belirleyen konumdur. statünüze gösterilecek saygı ne kadar güçlü bir konumda olduğunuzla alakalıdır çoğunlukla. yüksek statü düşük statü gibi yerinizi belirler toplum hemen.
saygınlık dağılımında güçlü statüler daha çok pay alır ne acıdır ki. sosyal yapıda her bireyin yer tuttuğu bir statü varken, ki sadece bu varoluşla dahi saygıyı hak ederken, paranız var ise, efradınız çok ise, eziyeti meziyet sanıyor ve uyguluyorsanız bekleyin sadece, çoğunluğu oluşturan bir takım kendini bilmez sizi firavun statüsüne erdirip diz çökecektir önünüzde. güç ü hazmetmesi zordur, hele bir "bende öldürebilirim" de, kul hemen unutur yerini... status (heykel) le de bağlantılıdır sanmaktayım bu kavram. heykeli dikilen o koca koca statü sahibiler. aşık veyselin heykeli önünde fotoğraf çektirmez de insanlar gider sezarın heykeli önünde çektirir, neronun heykeline sarılır, ki onlar kan ile beslenmiş ve şehirleri yakmış iken. böyledir insanın kendini bilmez hali, ezenin peşinde gider, ne yazık ki... ne yazık ki...
bulunduğunuz konumda size değerinizi düşündüren ve korkularınızın daha da artmasına neden olan bir beladır statü. kaybedecek şeyleriniz vardır ya da kaybedeceğiniz şeyin/şeylerin ne olduğunu bilmenize neden olduğu için sizi bozar yorar ve tüketir. * en kötüsü de tıpkı düşük statüde görülen bir kadar içinde bulunduğunuz ve statü başlığınızın sizi getirdiği yerde de harcanabilir olmanızdır. (bkz: kaybetme korkusu)