süs bitkisi erkek

sürekli kollarını şişirerek ''çok tatlıyım ehuehuehu'' pozlar veren beylerde edindiğim izlenim. beyin bicepsten önemlidir bilin istedim.
hoşlanılan kişi ile ilk buluşmada düşülen durum. süs bitkisi kadar konuşulur, süs bitkisi kadar hareket edilir, süs bitkisi kadar yemek yenir.
kolları dar tişört giyip durumu daha da gün yüzüne çıkarmaya çalışır. kalçalarda tamsa bir kot çeker, çıkar caddeye. saçların kenarlarını kısa, üst kısmını hafif uzatıp fön çeker. telefon ve cüzdanı elinde taşımaya dikkat eder. new balance ayakkabı denge için olmazsa olmaz olandır. o kafe senin bu kafe benim tüm kafelere özenle oturmaya da dikkat ederler. özel üniversitelerde genelde bol bol bulunur.
eskilerin deyimiyle "yatır sik, kaldır dik" olan erkek türü.

(bkz: sansürsüz atasözleri)

ayrıca evin en güzel yerinde durmasına da gerek yok. ergonomik tasarımı ile yatak altı ve elbise dolaplarınıza rahatlıkla sığar.*
benim için süs bitkisi erkek, sevgilisinin arkasında durmayan erkektir. korkaktır. popülarite, şov, gösteriş, herkes beni sevsin gibi sebeplerden dolayı her fırsatta sevgilisini yalnız bırakır. sevgilisinin yanında bir süs bitkisi olarak dolaşmaktan öteye gidemez.

ama konu başka yönde ilerlediği için bu konu hakkında da bir kaç kelime söylemek istiyorum. sanırım "bir süs bitkisi" olarak üzerime alındım. üzerime alındım diyorum çünkü ben hornet'te veya romeo'da reddettiğim adamlar tarafından bu çirkin sözleri duymaya alıştım. evet beyin önemlidir. evet bir ilişkide uyum, entelektüel birikim falan hepsi benim biceps kalınlığımdan ve giydiğim new balance ayakkabıdan ki genelde nike veya adidas giyerim, hepsinden önemlidir. ancak kimse size "beraber olalım mı?" demedikçe uzaktan bakıp "beyin önemli bebeğim oyşş kaslara bak süs bitkisi yürü be adamsın! beyin. beyin. beyin" demek bana kedinin uzanamadığı ciğere mundar dermiş gibi geliyor. bir de şunu belirtmem gerek, türkiye'nin en başarılı üniversitelerinden birisinde okuyorum. beraber spor yaptığım adamlar, hepimiz bu okuldayız. eh, o okulu okuyabildiğimize göre belli bir seviyede zeka kırıntısı barındırmamız gerek.*

***