the borgias

papalık tarihine damgasını vurmuş "borgia" ailesinin gerçek hayat hikayesinden uyarlanmış 2011 yapımı showtime dizisi...yönetmenlik koltuğunda bölüm bölüm farklı yönetmenler görsek bile neil jordan göze çarpan isimlerden.ayrıca jordan'ın imzasını senaryoda da görüyoruz.
başrolde yani "rodrigo borgia" rolünde ödüllü oyuncu jermy irons'ı seyrediyoruz.ilk sezonda cem sultan olayına da değinen dizide,machiavelli'yi de görünce pek heyecanlanmıştım.
yapım sağlam,oyunculuklar sağlam ki bunun neticesinde her bölümde bir tarih filmi seyrediyormuşsunuz hissine kapılmanız normal...
tüm bunların yanında borgia ailesini gördükten sonra boleynlerin melek olduğu kanısına vardım.zira az biraz araştırınca dizinin senaristlerinin insaflı davranıp olayları yumuşata yumuşata yazdıklarını anladım.
yok böyle bir aile yani.

seyrediniz,seyrettiriniz...
öncelikle bu diziyi bitiren yapımcıya lanet olsun!.tudors', 'spartacus' gibi dizileri sevenler için eşsiz bir yapım: 'borgias'. seks ve entrika dolu dizinin üçüncü bölümünde cem sultan araya giriyor ,micheletto'nun gay olduğunu öğrendiğinizde sizde şok olacaksınız yada artık olamayacaksınız . resmen beklemediğimiz yerden vurdular. tam dövüşecekler diye beklerken yiğitçe vuruştular ya lan.ayrıca tam arzu edilen aşk adamı,psikopat olabilir beklediği ve istediği tek şey sadakat.
3 sezonluk az önce bitirdiğim bir showtime dizisi. dizi ve filmlerden çabuk sıkılan biri olarak bitirdiğim nadir dizilerden birisi. ımdb puanını düşük buldum. benim puanım 8.5/10. dizi ortaçağda, papa vi alexander sixtus olarak bilinen rodrigo borgia, kızı lucrezia borgia ve oğlu cesare borgia'nın verdiği güç mücadelesi anlatılıyor. ayrıca cesare borgia'nın niccolo macchiavelli'nin prens kitabında bahsettiği prens olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.
diziden en uzaklaştığım anda bile başrolde oynayan (bkz:françois arnaud) u izlemek temel motivasyonum olmuştu.
son dört bölümündeki bir hikaye diziyi benim için izlediğim en iyi dizi olarak değerlendirmemi sağladı. öyle çok etkilendim ki şu an kalbim tuz buz oldu, ağlamamak içim kendimi çok zor tutuyorum. o hikayede geçen romalı şair catullus'un şu dizelerini polarıma bastırmayı düşünüyorum.
"odi et amo. quare id faciam, fortasse requiris?
nescio, sed fieri sentio et excrucior." (seviyorum ve nefret ediyiyorum. nicin boyle hissediyorum diye sorabilirsin bana.
bilmiyorum, öyle işte ama eriyorum)
gösterildiği yıllar için bile çok kaliteli, entrika ve dönem dizisi sevenler için bulunmaz fırsat, müthiş diziydi.