yine gençlerin oldukça yükseklere çıkarttığı, laf söyletmediği; sanki iki kanserli sevgili koyup aşklarına engel olursak daha çok prim yaparmışcasına bir acındırma duygusu ile piyasaya sürülen yapay ve gerçek olması çok az olan; inandırıcı olmayan ve abartılmış bir aşk hikayesi.
* * * ---
spoiler ---
ne kadar aşk filmi gibi dursa da, aşkın üstünde pek fazla durmadıklarını düşünüyorum. evet ortada bir ilişki var, üstüne çok fazla rastlantı koymuşlar, çok bomba güzel gösterip, sonra bunu yıkmışlar, sonra diğeri ölmüş falan hemencecik; ama bu denli yüceltilecek bir aşk yaşamış gözükmediler. gerçekçi değil, olay orada. sen git insanlara bunu göster, sonra insanlar gerçek hayatta bu aşkı arasın, bulamasın, depresyona girsin. ya da başka bir açıdan; bakın sizden daha fazla zorluklarla başa çıkan insanlar var, kıymetinizi bilin, sevgilinizi sevin; mesajı da genişletilebilir tabi. okay? okay.
ayrıca, filmde, kızın okuduğu kitabın yarıda kesilmesi sonucu, gus'ın yazara mail atması, cevap gelmesi, birlikte amsterdam'a gitmeleri
* falan bu arayışları ve cevap alamamaları ve filmin sonunu da kızın ileride ne olacağını bildirmeden kapatmaları, ne kadar gereksiz bir şeydir diye sorgulatıyor. okay? okay.
ayrıca madem konu kanser, belki aileyi de bir o kadar ön plana koyabilirlerdi. özellikle gus'ın ailesini. sanki bi tek cenazede gözüktüler, bi anlam ifade etmedi onların ağlaması... mesela
my sister's keeper filmi. o filmdeki aşka aileye bak, buna bak. şaka gibi bu film, ciddiye bile alınmaz, o filmi zilyon kere izledikten sonra. okay? okay.
---
spoiler ---
*