aksam yildizi

Durum: 105 - 0 - 0 - 0 - 17.05.2017 14:24

Puan: 1570 - Sözlük Kezbanı

9 yıl önce kayıt oldu. 6.Nesil Yazar.

'ey sevgili, eğer bir gün evime gelirsen bana bir lamba getir ve mutlu kalabalığı seyredebileceğim bir pencere'
  • /
  • 6

kadın şairler

regl olan kadının çantasıyla lavaboya gitmesi

çantayla tuvalete gitmek ile bağıra bağıra ben kanıyorum demek arasında bir fark yoktur kanımca. aynı zamanda anlayamıyorum neden saklıyoruz ki regl olduğumuzu. doğal bir olay ve saklanması değil normal bir durum olduğunun ve çekinmeden pedini alıp tuvalete gitmenin utanılacak bir şey olmadığının kavranması gerek.
not: karşımdaki adama çekinmeden "reglim yaa" dedikten sonraki yüz ifadeleri de ayrıca bir komik. * *

ahmet kaya şarkılarında geçen muhteşem sözler

oysa ben bu gece yüreğim elimde
sana bir sırrımı söylecektim
şu mermi içimi delmeseydi eğer
seni alıp götürecektim
(bkz: beni vur)

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

gece okunan şiirler

i.

büyük bir oda. bahçeye açılan bir pencere
ortada bir masa
yanda bir kapı
daha birkaç şey: örneğin bir yunus balığı camdan, bir heykel
sabah. duvarda gün tanrıları
rezneler, sedef otları, küpe çiçekleri görünür pencereden
görünür ama görünmez
yani hiçbir şey yerinde değil pek. bugün ne?
salı! o bile yerinde değil
bir bardak, bir sürahi yerinden edilmiştir, nereye koysak
nereye?
bilmem!
bir çıkrık bir zaman dışını kolaçan eder şöyle
iyi. biz buna bir durumun sınırsız gelişimi diyoruz
diyoruz; sanki o her şey kadar bir her şeyi getirir, yığar
çıkrık
bir su gürültüsü, bir pul koleksiyonu, bir duanın yaratılışı
duyulur bu ara
duyulmaz ama duyulur
başlar çünkü onlar da; yani pul, su gürültüsü, dua
başlar bir insan gibi; süreyi, düzeni, ölümü taşımaya
sabah. duvarda gün tanrıları
birinin süresiz terlik giyeceği tutmuştur yukarı katta
aşağıda
iskemle gıcırtısı, ayak
tütün kokusu, koku
yaz kelebeği tadında bir soluma
yer değiştirme, kımıltı
tekrar soluma
kadın
sessizlik

ii.

gün ışır iyiden iyiye, odanın orta yerinde bir kayalık
sarı bir kertenkele… onunla her şey bir iki sıçrar, durur
başkaldırır, düşer
bir çorak bağırışı, bir taşın ikiye bölünmesi işitilir. sonra?
bir su arayışı, bir bozgun… biz buna her şey diyoruz, her şey
her şey her şey
çünkü o, kadın
uzanır, sağar bir yokluğun içinden
gene bir yokluğu sağar, üşenmez
bir gül çukuru tersine döner, bir alev kıyısı doğurganlaşır
çıkar boş kuyulardan katılaşmış akşamüstleri
böler o bakışları bir sarkaç gibi binlere
ama bir zaman gibi değil, bir sarkaç gibi böler
yani olanlar olmuştur bir kere
bir kartal donakalmıştır sıcaktan. bir u sesi duyulur
yaratılmaya uygun bir ses, u
uzağa bakar kartal. o kadar bakar ki, bakmaz
taş kesilmiştir taş, boynu ileri düşmüştür
tanrım bize bir salıncak!
çok çabuk geçmek için şu olup bitenleri
bir daha, bir daha, bir daha
unutmak, unutmak, unutmak
tanrım!
taş kesilmemek için taş
bunu evrenin sonsuzluğu diye yorumlar varlığı olmayan bir söz
kadınsa kımıldamak ister, olmaz
solumak birdenbire
gene olmaz
olacak bir şey boşuna aranır, boşuna boşuna boşuna
bir kaya daha çatlar
başlar ufacık taşlar yuvarlanmaya
eser bir silinti, bir sisin dağılışındaki öz
çıkar o yunus balığı, o heykel
yaz kelebeği, kapı
sonra?

iii.


sonra ne? sabah! iyi bir gün başlar ne de olsa
tepeden tırnağa beyazlar giyinmiştir kadın
ne var ki bir kadın gibi değil, bir aşk bir umut gibi değil
bir aralık gibi durur dünyada
işte bir soru!
okurken elinde tuttuğu; okumaz, gene elinde tuttuğu
“ önce hep gece vardı” diyen bir kitapla
biz buna bir sorunun sınırsız gerilimi diyoruz
diyoruz; çünkü o, kadın
ne yapsa, neye uygulansa
bir aralıktır şimdi dünyada
bir aralık, bir aralık!
yıllanmış ağaç kabuklarında bir yara
bir geçit, bir su akıntısı, bir bıçak izi
ve batık gemilerden şimdiye arta kalan
bir batışın korkunç, ama hiç bitmeyecek izlenimi
tanrım ona bir salıncak!
bir gidip bir geliversin diye boşlukta
umutla, erinçle, tutkuyla
kendine kendine kendine katlanarak
hani görmeden daha, bilmeden darıldığı kendine
tanrım
tam burada
gözlüklü, kış akşamları yüzlü bir bahçıvan
sorar o sokak kedisinin dilindeki hızla
sorar o çiçekleri – bir çiçek olmayan yalnız- sorar sorar sorar
nereye kadar bilinmez
hani bir sormasa… korkunç!
hani bir çalgıcı vardı, başını çalgısına koymasa uyuyamaz
sonra?
sonra ne? işte bir çamur gibi sıvanmış odaya
karanlık bir kilisenin
ihtiyar zangoçunun ağzıyla
günaydın!
iyi bir gün başlar ne de olsa


iv.

iyi bir gün başlar. dünyadayız artık. dünya!
şu tatlı pencereniz. sizin. bunu anlamayacak ne var? pencere
tanıklık ediyor işte. gün mavisi bir şey. tanıklık ediyor
pek açık değil. değil de… size. tanıklık ediyor bir de
bunu evrenin sonsuzluğu diye yanıtlar varlığı olmayan bir söz
yok canım! kimsenin bir şey dediği yok, söylenmiş bazı sözler
yaşıyor o kadar

işte
yaşamış bir kadın yaşıyor orada
yitmek, hani durmadan yitmek, ulaşmak bir aşkınlığa
var ya
orada
tek imge kayalardır, işte orada
yaşar hiç konuşmadıklarınız, işte orada
dışa vurmadıklarınız, şimdi orada
her şey hep kayalardır; otlar da, böcekler de, sular da
günler de, zamanlarda
- görünen bir zamandır çünkü orada-
bir el yana düşmemiş, kaldı ki birden havada
değilse bir hareket bu, yalnız orada
orada
bir ayak boyu yerde, bir kadın
bırakılmış gibi yıllarca
tanrım ona bir salıncak!
taş kesilmesin diye taş
donakalmasın diye boşlukta.
hani o balıkçılla yarışan çaylağa
kırpışan gözleriyle bakan gemici
gibi
baksın o da görmeden
ne çıkar ustaymış, erginmiş uzağı görmekte gözleri.

tanrım size bir salıncak!
(bkz: edip cansever)

ayı sözlük itiraf

iki hafta sonraki doğum günüm için arkadaşlarım yarın başlayacak olan dört haftalık küçük iskender'in yazı atölyesi serüvenine kaydımı yaptırmışlar. yarın dersine gideceğim. enerjik gitmek için erken yatmayı bile düşünüyorum. heyecanlı ve şanslıyım sözlük. böyle güzel insanların varlığı yaşamam gerektiğini hatırlatır gibi. burdan bütün sevgili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum * *

ayı sözlük itiraf

sevgili sözlük,
bugün diş macununu gözüme sıktım. gözüm bir ferahladı bir ferahladı sorma*.
geçen aylarda da bir ara pulbiberli zeytinyağını yanlışlıkla gözüme isabet ettirmiştim. gözlerimi cehenneme doğru bir seyahat yaptırdım gibi bir şey oldu. kendimi yuhalayarak gülüyorum. üstün bir yeteneğim var velhasıl.*

üstteki yazar

başlığı açtığımda son entryi kimin yazdığını görünce beni mutlu etmiş olan yazardır. nickini her gördüğümde alaçatı rüzgarlarını yüzümde hissediyorum. kısmetse tezer özlü'nün evinin önünde tezer'in bir kitabını beraber yudumlayacağız *

ayı sözlük itiraf

herkesten ve her şeyden yoruldum.

bir sorunla baş ediş biçimi olarak içine atma

içine atarak bir sorun halledilmez olsa olsa giderek bir çığ gibi büyür. bir süre sonra en başta kendiniz olmak üzere çevrenizdekileri de kırmaya başlarsınız. bir gün çöp tenekesine tekme atarken görülmesi muhtemel bir kişi olur çıkarsınız. (bkz: pasif agresif).

ayı sözlük itiraf

geçen günlerde hayatımda olan insanlar hakkında bir şeyi fark ettim. her benden giden ya da benimle kalan insanın geçirdiğim yurt dışı/şehir dışı seyahatlerimin ardından ya gitmiş ya da benimle kalmış olan insanlar olduğunu fark ettim. ya ben uzaklardayken gerçek yüzlerini görüyorum ve hayatımdan gidiyorlar ya da insanların arkadaşlıklarını kazanıp yola beraber devam ediyoruz. benim süzgecim de buymuş.
uzaklardayken kazandığım arkadaşlıkların da bitmediğini, sağlam bir temel atılmış bir şekilde devam ettiğini görmek fazlasıyla tatmin edici.

aktif diye eve getirilen tipin pasif çıkması

sabah kalkar kalkmaz düşünülen ilk şey

ayı sözlük yazarlarının favori depresyon duşu pozisyonları

popo üstü küvette bacaklarını kaburgalarına sokmak istercesine ellerinle onlara sarılı halde oturmak ve alnını dizine dayayıp sıcak suyu hissetmek, (bkz: cenin pozisyonu). ne kadar küçük yer kaplarsam o kadar az canım acır diye düşünürsün ama kafi gelmemektedir bu çabalar.
bedeninizi buz gibi yapanlara karşı eve gelindiğinde direkt kıyafetlerle banyoya girmek ve saatlerce sıcak suyun altında durmak*.

aç karnına bira içmek

fazla paranızın olmadığı bir anda sarhoş olmak istediğinizde ideal bir yönteme dönüşebilir.

ağlamak isteyip de ağlayamamak

ağlamazsın. ağlayamazsın. gözlerin kupkurudur. adı hissizlik olan büyük bir kara delik içerisindesindir. sanki bir ölümü inkar edercesine günler geçer. her şey normaldir, her şey aynı gibidir. ama sonra bir gün bir taşa takılır düşersin. seni o taş uyandırır, gözünden düşmüş o bir damla uyandırır*. kimse neden ağladığını da anlamaz ama sen bilirsin. bunlar geçmişten gelen geç kalmış birkaç tane gözyaşıdır hepsi bu. "canım acıdı." dersin dizini göstererek.
dizin mi acıyor yoksa kalbin mi? yara olmuş avuç içlerin mi acıyor yoksa yüreğin mi?

sürekli sevgiliden izin alan insan modeli

kafamyok

çizdiği resimleri görmeyi dört gözle beklediğim ressam yazarımız. zirvede o soğukta giydiği kot ceketiyle donarak öleceğini düşündürmüş lakin o sıcacık gülümsemesi ısınmasını sağlayıp ölmemiştir. *

ahmetonski

bir sirdan yemeği bu kadar seksi anlatılabilir! nickimi değiştire değiştire aklımı bulandırmış ve nickimi her soran kişiye duraklayarak cevap vermeme sebep olmuş şekşi george clooney'imiz. kendisi için seher yıldızı olmaktan memnuniyet duyacağım samimi, güzel sohbetli yazar!
  • /
  • 6
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 105

ayı sözlük itiraf

lütfen kendi güzelliğinizi koruyun. karşınızda çirkinleşen insan gelip geçicidir. kendinizi kabul edin. sert olmanız gerekiyorsa sert olun ama çirkin değil. sert ama güzel olun. herhangi bir tartışmadan çıkarken ne kadar güzel olduğunuzu görün ve yola devam edin. karşınızdakilerin sizi kirletmesine izin vermeyin. hep sevgiyle kalın, ondan güç alın.

peron yuzyirmisekiz

hoş gelmiş, iyi ki gelmiş.

sadık hidayet

1903-1951 yılları arasında yaşamış, kör baykuş ve aylak köpek gibi değerli eserler bırakmış olan modern iran edebiyatı kurucusu.
paris'te havagazlı bir apartmanda intihar etmiştir. arkadaşı bozorg alevi "paris'te günlerce, havagazlı bir apartman aradı, championnet caddesinde buldu aradığını. 9 nisan 1951 günü dairesine kapandı ve bütün delikleri tıkadıktan sonra gaz musluğunu açtı. ertesi gün ziyaretine gelen bir dostu, onu mutfakta yerde yatar buldu. tertemiz giyinmiş, güzelce tıraş olmuştu ve cebinde parası vardı.yakılmış müsveddelerin kalıntıları, yanı başında yerde duruyordu." diye anlatmıştır.
maalesef eserlerinde dönemin iran politikasını ve monarşisini eleştirmesi sebebiyle iran'da sansürlenmiş ve islamcı çevrelerce fazlasıyla eleştirilmiştir.
intiharından en çok etkilendiğim yazarlar arasındadır.
aynı zamanda yalnızlar mektebi dergisi 15. sayısında sadık hidayet'in daş akol öyküsünü farsça'dan türkçe'ye çevirerek bizleri mutlu etmiştir!

ayı sözlük üçüncü anadolu yakası muhabbet zirvesi

iyi ki gitmişim dediğim zirvedir. gökkuşağı gibi rengarenk ve bir o kadar da güzel olan insanlarla tanışmış olmaktan çok memnun oldum . bugün güneşe eşlik eden bir yağmur olmamasına rağmen karanlık, soğuk ve filtre kahvesi dahi olmayan bir barda kocaman bir gökkuşağına tanık oldum. o masadan bütün dünya mutfağı yemeklerinden yemiş gibi tok kalktım.* aslında midemi değil kalbimi doyuran bir zirve oldu. iyi ki bu sözlükte yazmaya başlamışım dedim içimden bugün.

ayı sözlük itiraf

hayatımdan artık olmayan ya da artık hayatımda başka şekilde bulunan insanlarla gittiğim yerlere bir de tek başıma gidip anıları hatırlayarak üzerinden geçme alışkanlığım var.
Henüz takip eden biri yok.