fak sözcüğünün kapan, tuzak, pusu anlamlarını taşımasından dolayı, faka basmak da, tuzağa, kapana basmak anlamına gelir. mecazi olarak da, deyimleşmiş haliyle yanlış bir adım atarak bilmeden kötü bir duruma düşmek anlamına gelir. ingilizce "fuck" ile ilgisi yoktur.
nato'nun tersi otan'dır ve bu nato'nun resmi amblemlerinden bazılarına işlenmiştir.
nato'nun açılımı ingilizce olarak "north atlantic treaty organization" iken, fransızca aynı ifadenin kısaltması otan'dır yani bunun da açılımı "organisation du traité de l'atlantique nord" olmaktadır.
ünlü yönetmen majid majidi'nin son filmi. hz. muhammed'in şimdiye dek filmlerde hiç yüzünün görülmemesi ilkesini yıkacağı söylenen bir film...
bilindiği gibi, çağrı ( the message) gibi filmlerde hz. muhammed'in bir film karakteri olarak yüzü hiç görülmemişti. canlandırılan karakterin yüzü gösterilmeyerek, gölgesi, silüeti kullanılarak islamiyet ile ters düşülmemişti. elbette " çağrı" filmi 1977'den kalma ve o dönemin konjonktürü gereği sinema dünyasına hükmedenler öyle olmasını uygun görmüşlerdi... şimdiyse 2016'ya girmek üzereyiz, 2015'teyiz ve dünya'da çok şey değişti. majid majidi gibi bir yönetmen ile bu sefer hz. muhammed bir filmde canlandırılacak ve silüet olarak değil...
filmin fragmanı bugün youtube'a konulmuş:
anladığım kadarıyla hz. muhammed'in doğumu gösteriliyor fragmanda.
çok ses getirecek bir film olacağı kesin. filmin bazı ülkelerde yasaklanabileceğini ve oldukça fazla tepki görebileceğini düşünüyorum. umarım güzel bir film yapılmıştır sanat adına ve dünya'nın ve islam coğrafyasının bu kadar karışık olduğu bir dönemde, yangına körükle gidilmiyordur diyerek bu girimi nihayetlendireyim.
kendini ne erkek ne de kadın hisseden bir fransız vatandaşına " tarafsız cinsiyet" kimliği verilmiş.
ilgili haber sözcü'den alıntıdır:
--- spoiler---
fransada ilk 'tarafsız cinsiyet kimliği verildi
fransa'da bir mahkeme, trans bir kadının kimliğine "tarafsız cinsiyet" ibaresini yerleştirerek bir ilki gerçekleştirdi.
ilk defa fransada bir mahkeme, daha önce erkek olan bir fransız vatandaşının kimliğindeki cinsiyet hanesine, tarafsız cinsiyet ibaresini kullanabilmesine karar verdi.
tours şehrindeki idari mahkemeye başvuran 64 yaşındaki fransa vatandaşı, her iki cinsiyete ait organlar ile doğduğunu, bir mikropenise sahip olduğu için kimlik kartına erkek yazıldığını söyledi.
hayatının hiçbir bölümünde kendisini bir erkek gibi hissetmediğini, sakalının çıkmadığını ve kaslarının gelişemediğini söyleyen 64 yaşındaki fransız vatandaşı, aynı zamanda kendisini bir kadın olarak da hissetmediğini dile getirerek mahkemeye başvurduğunu ifade etti.
mahkemeden kimlik kartındaki cinsiyet hanesine tarafsız cinsiyet yazılması için müracaat eden 64 yasındaki vatandaşa hak veren hakim fransız vatandaşın tarafsız cinsiyet olmasına karar verdi ve mahkeme kararını tours şehrinin nüfus idaresine gönderdi.
--- spoiler ---
10 dakikadır düşünüp durdum; bıraktığıma üzüldüğüm bir şey bulamadım. üzüleceğim bir şeyi bırakmamışım demek ki... bıraktıklarım hep beni üzen, sıkan, sıkıntı yaratan kötü şeylermiş ki, bırakmışım. bırakamadıklarım ise, ayrı bir konu!
alttaki yazara sorum: türkiye'nin geçmişinde mi yoksa geleceğinde mi yaşamak isterdin? şimdiki halinden memnun olmadığını düşünerek soruyorum.
çok çeşitli anlamları vardır "kaçamak" sözcüğünün. evli veya ilişkisi olan birisinin, gizlice bir başkasıyla birlikte olup ihanet etmesinden, aldatmasından, işten-güçten kaçıp huzur bulmak için bir yere gitmeye kadar değişik anlamlar barındırır. kaçamak, aynı zamanda un ve süt ile yapılan bir yemeğin adıymış...
ray charles şarkısı... boby sharp yazmıştır 1961'de ve ray charles seslendirmiştir. kasım 1961'de 45'lik olarak piyasaya çıkmıştır. joe cocker yorumu da iyidir. defalarca cover'ı yapılmıştır.
sözleri:
unchain my heart baby let me be
cause you don't care please set me free
unchain my heart
baby let me go
unchain my heart
cause you don't love me no more
every time i call you on the phone
some fella tells me your not at home
unchain my heart set me free
unchain my heart
baby let me be
unchain my heart
cause you don't care about me
you got me sewed up like a pillow case
but you let my love go to waist
unchain my heart set me free
i'm under your spell
like a man in a trance
you know darn well that i don't stand a chance
unchain my heart let me go my way
unchain my heart you worry me night and day
why lead me through a life of misery
and you don't care a bag of beans for me
unchain my heart set me free
i'm under your spell
like a man in a trance
you know darn well that i don't stand a chance
unchain my heart let me go my way
unchain my heart you worry me night and day
why lead me through a life of misery
and you don't care a bag of beans for me
unchain my heart set me free
ray charles - unchain my heart:
joe cocker - unchain my heart:
bu da bonus bir cover olarak gelsin: (bkz:#264001)
3,261630751 ışık yılı'na tekabül eden astronomik uzaklık birimi.
ingilizce "parsec" olan parsek'in kısaltması pc'dir.
parsec sözcüğü "paralax second" sözcüklerinin ilk hecelerinden türetilmiştir.
bir enerji biçimidir; enerjinin görünür halidir. ışık olan yer aydınlıktır; olmayansa karanlık... ışık olmasaydı göremezdik.
ışık, hem parçacık*, hem de dalgadır.
eskiler, soğuk ışığa nur, sıcak ışığa nar derlerdi.
nasıl ki bibliophile / bibliyofil'i "kitapsever" diye türkçeleştirebiliyorsak, "yağmursever" diye türkçeleştirilebilecek bir kavram.
aşırı ve zarar verici yağmurlar, abartılı sağanaklar hariç, sanırım ben de yağmurseverim.
--- spoiler ---alıntıdır---
bir trafik kazasıyla yaşamlarında başka bir boyut açılan evli bir çift, tanıştıkları yeni insanlarla değişik ilişkilere giriyor, bu arada değişik bir tutkuya kaptırıyorlar kendilerini. kahramanlarımız, araba kazalarıyla varoluşlarını yeniden sorgulayan, metal ile ölümcül tehlike arasındaki bağlantıyla cinsel tatmine ulaşmaya çabalayan bu yeni insanlarla ölümcül bir tutkunun peşine düşüyor
--- spoiler ---alıntıdır---
change directory'nin kısaltılmışı olan chdir'in kısaltılmışı bilgisayar komutudur cd. örneğin dos'ta chdir veya cd komutu aynı işlevi görür. içinde bulunulan klasörü değiştirir cd komutu.
bu kadar hızlı yazar yapılmasını hazmetmeye* çalışan dünkü çömez.
kırım'dan gelirim, adım da sinan'dır.* sinan, bazen sinan cemgil'dir; mimar sinan'dır kimi zaman.
sin'dir**. an'dır*. nan'dır**. inan'dır*; sina'dır**... si'dir*.
velhasıl-ı kelam, mızrağın ucundaki lüledir. sivridir.*
eksilenen bazı girilerime, hatta hepsine baktığımda, aslında eksilenecek bir şey olmadığını, eksileyen tarafın farklı düşünmekten değil de sırf eksilemek için eylemde bulunduğunu ve bana takmış bir psikopatın varlığını duyumsadığımı, dolayısıyla "seri eksi oy veren ibne" gibi seksist bir tanımlama yerine, "seri eksi oy veren psikopat" tanımlamasını yeğlediğim "sözde" yazardır.
edit: bunu da eksileyeceğini düşünüyordum. haklı çıktım. meraklısı profilimden eksilenen girilerimi görebilir ve yazdıklarımın haklılığını da teyid eder.
edit-2: umursamadığım ama ne olduğunun bilinmesini istediğim kişi ve durumdur.
hem latince, hem arapça, hem farsça kökenli* bir önektir ama her dilde ayrı anlamlar yükler başına geldiği sözcüğe. her üç dilden de türkçe'ye girişi olmuştur bu ekin.
şöyle ki:
latince olarak, çift - iki anlamı taşır. biseksüel'deki, bipolar'daki "bi", budur.
farsça olarak, bitaraf örneğindeki gibi , tarafsızlık, taraf olmama, tarafsız yani "sız" eki üzerinden, yoksunluk, olmama durumu (susuz, kayıtsız gibi) belirtir. bihaber* - habersiz vb. ...
arapça üzerinden bir kullanım örneği verecek olursam, ki arapça'da " ile" karşılığı kullanılmaktadır "bi", bi'l - umum yani bilumum, genel ile, hepsi, tümü, "tüm çeşitleri ile" anlamında.
tüm anlamlarıyla bir tümce*de kullanırsam şöyle bir şey olur*: bilumum ayı sözlük yazarları, biseksüelliğe karşı aynı bakış açısının sergilenmesine karşı bitaraf olmalılar mı?*
ölmedik biz. ayrı ayrı uyuyoruz. belki derin komadayız ama ölmedik biz. sen de, ben de hala hayattayız. öküz ölünce ortağını satanlardan değil, yeni bir öküz alanlardan olmak gerek. bu devirde düzgün ortak bulmak çok güç.
hayatlarımız birbirine örüldü bir kez ve bu rastlantıdan fazla bir şeydi. ölmedik biz, hala varız. sen ve ben, ayrı ayrı varız. birlikte fenafillah olmak varken, bunun deneyimlerini yaşamışken ve ötesini de tahayyül edebilirken ve nasılsa günün birinde zaten ölecekken, yaşarken biz'in ölmesi ne kadar da gereksiz ve boşuna.
içinde yaşıyorum; içimde yaşıyorsun. yeniden biz olmak zor değil. anlayış ve kabulleniş, özgürlükten taviz vermek değildir. kavuşmak mümkün. istemek yeter. seni yıkıp geçen hatalarım, beni böyle kabul ettiğinde, yıkıcı değil yapıcı olacaktır. ben seni, her şekilde kabul edebilmişken hele. kalp kırıklıkları, yüce bir sevgiyi kaybetmeyi istemek için yetersiz. ölümcül sanılan hatalar, kahredici, üzücüydü ama ölümcül değildi.
bak, yaşıyorsun. yaşıyorum. yazıyorum. okuyorsun. gel. canım cananım, gel. bir ders alınması gerekiyorsa, ikimiz de aldık aynı dersi. gel. hep gel. gitme daha fazla. gel biriciğim, gel...*
varlıklarını kendisine borçlu olduklarını algılayamayacak derecede olup, ötekileştirildiği halde ötekileştirme yapabilen zevatın dahi çamur atmaya yeltendiği fakat altının çamura düşmesiyle altın olma niteliğini kaybetmeyeceği misali, hala ışıldayan, ebediyen de ışıldayacak insan.
----------
bu basit etimolojik eşitlikte görüldüğü gibi, insan, kadın ve erkekten oluşmaktadır.
lanetlenmiş hurufi gözlerle, arap değil, latin harfleri üzerinden bile baksak, ins'de nisa'nın 3 harfi, nisa'da ise, ins'in tüm harfleri bulunur ve fazladan bir de "a" vardır.
her erkekte bir kadın, her kadında da bir erkek gizlidir. böyle değerlendirdiğimizde, çeşitli cinsel yönelimlerin, kişinin içinde gizli olan eğilimlerin oranında gizli olduğu görülebilir veya görülmeyebilir.
sanatçı ve aydın bir kişilik. yazarlığı da vardır. "kemik" adlı romanını önerebilirim.
yıllar önce sanırım ist./ortaköy'de işlettiği bir parda yarı çıplak hatunlara çamur güreşi yaptırmaktan, ergenlikte yaptığı bir masturbasyonun kalıntısı olan sperm lekeli peçeteyi saklayıp, yıllar sonra bu kurumuş sperm lekeli peçeteyi sergilemeye ve daha neler neler... inanmayana google bir tık kadar yakın! velhasıl-ı kelam, ilginç bir kişiliktir.