telefondan, bilgisayardan, tabletten müzik dinleminizi sağlayan isveç kökenli program. müzik listelerine heryerden ulaşabilmeni sağlıyor. para ödersen offline bir şekilde indirdiğin listelere ulaşabiliyorsun ki enpara ile ödeyerek aylık çok uygun bir ücrete bu özelliğe kavuşabiliyorsun. premium olduğunda reklamlardan da kurtuluyorsun ki gerçekten rahatsız edici olabiliyor.ayrıca korsan müzik dinleme olayını da çözmesi ekstrası. kendin müzik listeleri yapabildiğin gibi hali hazırda müzik listeleri de barınmaktadır ve normalde ulaşmanın zor olacağı bir çok şarkıyı bu listeler sayesinde keşfedebilirsin. bunun yanında dinlediğin şarkılara göre her hafta sana özel bir liste yapar ve pazartesi gününü bu listeyi dinleyerek geçirirsin. rakibi olan apple music e göre bana çok daha cazip ve kullanışlı gelmektedir. umarım apple ın kurbanı olmaz.
yoğun bir iş gününde arkadaşım tarafından bana gönderilen şarkı. dinlemeye başladım "her yerde saç var, yerlerde saçlar kimin bu saçlar" ??? tamam absürdlüğü severimde bu kadar değil deyip kapatmıştım. sonra dnr da takılırken şarkının nakaratını duydum. candan erçetine benzettim sesi ve şarkıyı dinlemek için o bölgeden uzaklaşmadım. sonra tekrar kayıt ve canlı performansını dinledim. biraz da vega havası aldım şarkıdan. velhasıl sevdim.
şuana kadar izlediğim eşcinsellerin hayatlarını anlatan en gerçekçi dizi. diğer gay temalı dizilerde çok fazla yapaylık vardı. eşcinsel olarak bile kendimi her hangi bir oyuncuyla ya da olayla örtüştüremiyordum. zaten karakter derinliği de hak getire. o yüzden bu dizeye de biraz ön yargıyla başladım. aslında glee de rolling in the deep bohemian rhapsody gibi sağlam performanslara sahip, jonathan groff un gay performansını merak ettiğim için başladım da denebilir. ama dizi beklediğimden çok farklı çıktı. eşcinsel hayatını abartmadan sade olduğu gibi anlatılmış. patrick ile kendinizi kolayca bağdaştırabilip, lan ben de bunu yaşadım diyobiliyorsun. agustin ve dom da arkadaşlarını görüyorsun. ya da kevin gibi sevgilin olmasını istiyorsun velhasıl izlemeyen varsa tavsiye edilir
evet sıcak bir pazar sabahı yapmak isteyeceğin ilk şey ege kıyılarında denize atlayıp serin sularda kendine gelmektir. ama 10 dk önce triple menemen gömüp girdiysen denize, o şişkinlikle miden hemen alarm vermeye başlar ve oracıkta yüksek böğürtülerle midenin içini boşaltırsın. artık çıkıp iphone6s inle entry girip akşam yiyeceğin 2 double iskender'in bile pazar gününü kurtaramayacağını bilmekte, en uzucusudur. o yüzden size tavsiyem deniz ve kahvaltıda menemen ikilisini birleştirmeden önce iyice bi düşünün. bu her kedili leydinin harcı değildir.
izmir e gittim mi hemen kordona atarım kendimi, zira izmir'in havasını ciğerlerine doldurmak için en güzel yer burasıdır. etrafınızda sadece açık fikirli insanlar vardır, hepsi sizin gibidir. hele bir de bahar akşamıysa izmir'in dağlarından gelen yel vücudunuza yumuşakça dokunur ve ulu önderimizin nefesini hissedersiniz. bir ara halkın cahilliği ve bagnazlığı aklınıza gelip üzülsenizde, biranızdan yudum alıp çimenlere yayıldıktan sonra. modern hayatın rahatlığıyla bir kez daha izmir'de olmanın ayracalığını yaşarsınız.
eğer ıslak uyandıysanız, maalesef ki stockholm sendromuna yakalanmış olabilirsiniz arkadaşlar. tamam bu gerçekten utanç verici bir durum ve bununla yaşamak tam bir işkence. ama herşeye rağmen profesyonel yardım eşliğinde hayata tutunmaya çalışmak yapılabilecek en doğru şeydir.
götlerin çektiği selfiedir. peki nasıl ve neden göt olunur? kısaca bahsetmek gerekirse eğer bi kişi sizin ruh halinize sıçıp duruyorsa göttür. göte göte denir. çektiği selfie de göt selfiesi..
son horoz bukucu
