yolda görülür, selam verilir, mutlaka aranacağı sözü alınır ve bir daha da aranmaz. bu durum sonraki karşılaşmaya kadar devam eder. telefon numarası alınır ama asla aranmaz, bu şekilde aynı kişinin onlarca kez rehbere numarası kaydedilip silindiği olmuştur.
görüşmeye anlam atfedilmeyen, ancak tamamen hayattan çıkarıp atılması da mümkün olmayan; ortak yaşanmışlık geçmişinin maruf kıldığı insandır.
ota boka fobi demenin populer bir urunu. entelektuel tadi '-fobi' eki ile yakalayanlar icin bayagi bir kullanisli.
fobi'nin asil kabul edilmis taniminin "rasyonel noktalara dayanmadan duyulan sebepsiz korku/tiksinti" oldugunu vurguladigimizda din'e karsi olan onyarginin sebepsiz yere degil, gayet kanli canli elle tutulur orneklere dayanarak olustugunu gorebiliriz (kafa kesen cihatcilar, kadin taslayan ahlakcilar, escinselleri vinclerle asan delikanlilar, karilarini dovme yollari uzerine tartisan kocalar, kucuk kizlarla evlenme planlari yapan 60 yasindaki amcalar vs.).
evet, tum dindarlar bu elle tutulan aktiviteleri yapmiyor, cunku karsisindaki ile empati kurabiliyor az da olsa. ama kendilerinin de kutsal kitaplarinda acik secik yazan kural ve olgulara olan bakis acilari ancak lafi dondurup dolastirip farkli ve daha insancil bir anlam yuklemekten ibaret. yani 'gercek din/islam bu degil' demelerinin arkasinda anladigim kadari ile 'bizim evirip cevirip yorumladigimiz kitabi direkt anlami ile uygulayanlar hic hos degil' gibi bir arguman var.
rahmetli oktay sinanoğlu'nun " üniversite" sözcüğü karşılığı türettiği sözcük.
"evrenkent" yerine tdk etkisiyle "evrenkenti" de yazıldığı görülmektedir...
ilkokulda en sevdiğim resim dersi etkinliği idi. şeklin simetrik olması hoşuma giderdi. sanırım o zamandan sonra hep geometriyi, düzeni, simetriyi sevdim.