yeni türkü

1 Entry Daha
hayatı yeni türkü'ce yaşamak isterdim. yaşamımdaki bütün sahnelerin arka fonunda yeni türkü melodileri olsun isterdim. fırtınalarla bezeli bozkırlardan geçse de yollarım, denizlere çıkan sokaklarım olsun isterdim. telli telli turnaların bulutlara takılan kanatlarını beraber kurtaracak biri olsun yanımda dilerdim. " nerelere gideyim?" diye sorduğumda kendi kendime, " gurbete kaçacağım"la başlayan cümleler kurup, kendimi yollara vurmak isterdim. "..gurbete, tükenmeye." hem "yollar bize memleket" ya. memleketim yollarda bir ömür tüketmek isterdim. "vur kendini, sürgün ol." şimdi ve sonranın kesiştiği yerde, tam da o ufukta sonbahardan çizgiler çizip, bulutlarla oyunlar oynamak isterdim. çember içre çemberler çizerdim çokça. hepsine başka başka isimler verirdim. delilerle ağız ve akıl birliği ederdim. bir hüzün sana, bir hüzün bana. delilerden ben anlarım ve dönmek nedir, bilmem. mitari'nin gelini'yle iki lafın belini kırardım, destina ile oturup üç rakı devirirdim, nilüfer'le dört dünya dolaşırdım, sonra kayıkçı gelir, beni akdeniz akdeniz'den alır, vira vira diye diye ege ege'ye, karadeniz karadeniz'e götürürdü. rüzgar... ah, rüzgar! gelip sessizce otursa yanıma, başını dizime yaslasa, öylece uyusa, yağmur çiselese...

" biz büyüdük ve kirlendi dünya" diyor bir yerlerde derya baba. ali* gibi biri elzem. "çünkü sen hayatımdaki en temiz şeysin" dese. tertemiz böyle. düşüp kirlense de, elleri yansa da, gözleri buğulansa da, üstü başı kir içinde olsa bile; gülse. çok gülse.

hayatımın arka fonunda hep yeni türkü'ce melodiler olsun istiyorum. hiç susmasın. hiç susmasa. hiç susmasa.
3 Entry Daha