yeşim ceren bozoğlu

ankara doğumludur. macaristan kökenli olan yeşim ceren bozoğlu'nun büyük dedesi, sadrazam ali paşa nam-ı diğer çorlulu ali paşa'dır. dedesi ise türkiye'nin dördüncü cumhurbaşkanı olan cemal gürsel'in emri ile dört ay içinde ilk yerli otomobili yani devrim arabaları'nı üreten mühendis gurubunun başkanı emin bozoğlu. aile geçmişinde milletvekilleri, bakanlar çoğunlukta olmasına karşın, o ne siyasetçi olmaya heveslenmiş ne de aile işi olan sanayiciliğe, çocukluğundan beri duyduğu aşk yüzünden oyuncu olmayı tercih eder. nişantaşı ve selamiçeşme’de geçen çocukluk ve ilk gençlik yıllarından sonra, ata koleji'nde tiyatroya başlar. sonra ailecek izmir’e taşınırlar. özel türk koleji'ni tercih etmesinin sebebi, muadil okullar arasında en iyi ve en yeni tiyatro salonuna özel türk kolejinin sahip oluşudur. dokuz eylül üniversitesi oyunculuk bölümünü kazanır ve başarı ile mezunu olur. üniversite hayatı boyunca birçok oyunda oynar. mezun olduğu sene karşıyaka açıkahava sahnesi'nde uluslararası üne sahip varlam lali nikoladze'nin yönettiği tek kişilik oyununu "kadınlar"ı 2000 kişiye karşı oynarken oyunculuk yeteneği artık istanbul’dan duyulmaya başlamıştır. bu oyundaki performansıyla cumhuriyet gazetesinin yılın en iyi genç kadın oyuncusu olarak değerlendirilir. aile dostlarının “artık senin istanbul’a gelmen şart” demesi ile de kendini istanbul’da bulur. ilk olarak atilla ilhan'ın kurtlar sofrası adlı trt filminde oynar. izmir’de başladığı dublaj hayatına trt’de devam eder. ardından da devlet tiyatrolarına girer, mahmut gökgöz ve yücel erten hocalarının yönetmen yardımcılığını yapar. tiyatrodaki ilk profesyonel rolü onun için bir hayalin gerçekleşmesi olur; atatürk kültür merkezi büyük salonda, berthold brecht'in "arturo ui'nin önlenebilir yükselişi" adlı oyunda zafer ergin'le başrolü paylaşır. hemen ardından türk televizyonlarında bir fenomen olan ''yeditepe istanbul'' dizisinde rol alması da işte bu performansı sayesinde gerçekleşir. yeditepe istanbul’da oynadığı “nilgün” karakteri hemen hemen herkesin sevgisini kazanır. yeditepe istanbul dizisinden sonra yine türkiye’nin çok özel dizilerinden biri olan sıcak saatler dizisi gelir. açık radyo’da “amma hikaye” ile radyoda sesli edebiyat çalışmaları yapar. daha sonra yine oynadığı diğer televizyon dizileri gibi bir kült haline gelmiş olan “gülbeyaz” dizisine başlar. şevval sam ve nejat işler ile oynadığı “gülbeyaz” dizisine meryem dursunoğlu’nu canlandırır. bu dönemde mümtaz sevinç'in kurduğu "düşün" sahnesinde dario fo oyunlarının kolajından oluşturulan "sessizlik" adlı oyunla büyük başarı kazanır. aynı yıl "günahım neydi allahım" adlı dizide kenan işık'la başrolleri paylaşır. sonra ardı ardına türk sinemasının önemli filmlerinde rol alır; meleğin düşüşü, kısık ateşte 15 dakika, iki genç kız, the imam bunlardan bazılarıdır. yeşim ceren bozoğlu’nun televizyondaki son işlerinden olan "doktorlar" adlı dizide üç sezonluk başarısıyla hafızalara kazınır. haluk bilginer'in başrolünü oynadığı “polis” filmi, güven kıraç ve mazhar alanson'un başrollerinde oldukları "kirpi", tarık akan ve şerif sezer'in başrolünde olduğu "deli deli olma" oynadığı son filmler. 2007’nin ağustos ve eylül aylarında çekilen amerikalı yönetmen theron patterson'nın çektiği, dünyada sadece birkaç tane örneği olan çok özel bir film olan “karabulut” yeşim ceren bozoğlu'nun en önemli filmlerinden, tamamen doğaçlama çekilen film türk sinemasında bir ilki gerçekleştirmiş oldu. müthiş bir oyunculuk ve doğaçlama gücü gerektiren bu filmde yeşim ceren bozoğlu, başrolü reha özcan ve haktan pak ile paylaştı. yönettiği son oyun, 25 kişilik müzikal komedi olan orhan kemal'in “tersine dünya” adlı oyunu istanbul şehir tiyatrolarında dakikalarca ayakta alkışlanmıştır. en büyük hayali bir oyunculuk okulu açmak olan yeşim ceren bozoğlu halen duru tiyatro'da oyunculuk dersleri vermektedir.

not : alıntıdır.