yunanistan

avrupa medeniyetinin temellerinin atıldığı ülke. nüfusu 10 milyon civarındadır ve ülke nüfusunun önemli bir bölümü atina'da yaşar. ab'ye girdikten sonra sanayisi gerilemiş, turizm gelirleri artmıştır. uzunca bir süre yunanistan'da bulunmuş bir insan olarak şu kadarını söyleyebilirim; kendini italyan sanan türklere yunanlı denir. malesef yunanlıların türklerle ilgili nefreti sıradan vatandaştan, eğitimli kitleye kadar herkesin genlerine işlemiş durumda denilebilir. çok yakın arkadaş olduğunuzu düşündüğünüz, sol görüşlü arkadaşınız bile aniden kuzey kıbrıs'taki tüm türklerin sürülmesi gerektiği gibi fantastik fikirler öne sürebilir ya da nazi sempatizanları tarafından atina'nın ana caddesinde dayak yiyebilirsiniz. koca yunanistan'da türk kahvesi satan yer yoktur çünkü onun adı greek coffee'dir. 80'li yıllarda türk kahvesi denmesi ayıp sayılmış ve tüm cafelerden bir bir bu ibare kaldırılmıştır. ortak yemeklerimiz olduğu doğrudur. fakat iki halkında daha başarılı olduğu yemekler ve tatlılar vardır. türkler tatlı ve sebze yemeklerinde daha başarılı, yunanlılarsa deniz ürünleri konusunda daha iyilerdir. atina, istanbul gibi bir kentten sonra bir hayli sıkıcı ve yavan, selanik'se izmir'in daha bakımlı ve küçük halidir. yunan adaları ise insanın aklını başından alacak kadar güzeldir. rodos dışında hiçbir adada türk nüfus kalmamıştır. yunanistan ekonomik bakımdan siki tuttuğu için türk turistler kıymete binmiştir. ucuz ve türk sahillerinden daha temiz olduğu için neredeyse tüm adalar türk turistlerin işgali altındadır. size tavsiyem yunan adaları dışında yunanistan gezmek için çok kasmamanız. adalar arasında sakız, rodos, midilli ve nisyros'u tavsiye ederim.
memurlarına yılda 13 maaş veren, yok işe erken geldiniz alın ikramiye, yok işten geç çıktınız buyrun ikramiye diyerek para dağıtarak bütçesini zora sokan, ab üye ülkelerinin el ele verip kurtarmaya çalıştığı * ağır ekonomik krizle boğuşan komşu ülke.
eşcinsel çiftleri kanun önünde resmen tanıyan ülkeler arasına katılmıştır.evlilik ve evlat edinme gibi hakları henüz olmasa da sivil partnerlik artık yasal.heteroseksüel çiftler gibi eşit haklara sahipler.yetmez ama evet diyen lgbtler için bu ble sevindirici.kilisenin toplumun her alanın da baskısı kırılıyor.syrza başgan evlilik sözünü seçim vaadi olarak verse de güzel bir adımdır.ne diyelim darısı bu kıyıya.
bizden daha çelişkili, şanslı, bilgili ve ahlaklı bir ülke.
hem tarihi hem de dini farklılıklarıyla bizden ayrılsa da, çok benzer tarihi kodları taşıdığımız bir uygarlık.

çok yönlü analizi hakeden bir yapısı var.
milliyetçiliğiyle kendinden tiksindirebilecek bir toplum olmasına rağmen, sol değerleri ve evrensel demokratik bilinci de o derece gelişmiş bir millet!
buna karşılık, tembelliği ve işe yaramazlığıyla nam salmış bir kültür!
ye, iç, sıç ve yat felsefesine ek olarak, 1980'lerden beri " ab'den gelen fonları hortumla" seçeneği de eklenmiştir artık...

o güzelim ege adalarının kıymetini bilemeyen öküz milletimle dalga geçercesine, koskoca ege denizine egemen olmuş akıllı ve kurnaz bir millettir aynı zamanda.

başka bir ifadeyle şarapçılık, zeytincilik ve turizm ile hayatın tadını çıkartarak bize nanik yapan kardeş-komşumuz!
syriza zaferi ile birlikte egenin batısının doğusundan fersah fersah ileride olduğunu kanıtlayan ülke.
selanik bölgesine gittiğimde birkaç gözlemim oldu. bizimkilerden daha güzel olan erkekler sanırım eski makedonya bölgesi insanları. selanik güney makedonya olarak geçiyor. ırksal özellikleri genelde siyah saçlı, mavi gözlü, orta boylu ve beyaz tenli. yunanistan'ın daha güneylerine indiğinizde sarışın, esmer ve kısa boyluydu. ikisi de güzel ama makedonya'da yaşayanlar ayrı bir hoş. aralarında atatürk gibi hem sarışın hem mavi gözlü olanları da var.

kültürel ve insan yapısı olarak konuşmayı severler ve asabi insandırlar güney yunanistan'da yaşayanlara göre. yine de vakit geçirmesi 2 tarafla da hakikaten zevkliydi. bu dediklerimin sağlamasını makedonya göçmeni komşularımızda yapabiliyorum. yunanlar makedonlar da yunandır dese de bence yeteri kadar etnik ve kültürel farkları var diye düşünüyorum.
3 günlük turla antalya tatili 3 günlük turla midilli tatilinden daha pahalı. bu sene kapı vizesinin sıkıntılı olması kötü oldu.
lgbti hakları konusunda son 4 yıldır büyük kazanımlar elde edilen ülke. şimdi de yeni bir haber, lgbti çiftler artık koruyucu ebeveyn olabilecekler.

https://asdi-lgbti.com/2018/05/13/yunani...
lokmamızı bile çalmışlar. ulan o osmanlı tatlısı. ama kabahat onlarda değil bizde. alacaksın bütün haklarını. bak bakalım kendi tatlılarıymış gibi tanıtabiliyorlar mı. mesela italya bolonez sosu bile devlet kayıtlarına işlemiş. içinde bulunan malzemelerden yapılışına kadar her şeyi kaydetmiş. düşün bu gayet basit bir sos ama resmi bir şekilde kaydı tutulmuş zamanında. kim çıkıp bu aslında bizim diyebilir ki? değerlerimize bile sahip çıkamıyoruz. elin adamları bizim değerlerimize sahip çıkıyor ama.
eğitim için bir süre kaldığım, şimdilerde de her gittiğimde hiç geri dönmek istemediğim, ana vatanım olan, cennet gibi ülke.

her şekilde türkiye gibi bir orta doğu çukuruna on basar.



ayrıca eşcinsel birliktelikler yunanistan'la birlikte 15 avrupa ülkesinde tanınmış oldu, dünyada hala güzel şeyler de oluyor
medeniyetini bilmiyorum da biraz takıntılı bir devleti vardır. bunlar yüzünden makedonya kendi adını uluslararası platformlarda kullanamamakta eski yugoslavya makedonyası (former yugoslav republic of macedonia) olarak isimlendirilmektedir. yunanistan kendi topraklarında makedonya isimli bir bölge olduğundan makedonların bu ismi kullanmasına karşı çıkıp bağımsızlıklarını tanımamış avrupa birliği de birimiz hepimiz için deyip yunanistan'ın aklına uymuştur.
komşu ülkelerimizden bir tanesi. avrupa nın şımarık çocuğu olarak bilinir.
dunya kupasinda destekledigim ulke, ekonomik kirizine zartina zurtuna ragmen turkiye'den cok daha sakin ve yasanilasi bir ulkedir.

turkiyede pek cok rum-ortodoks gencin liseyi bitirdikten sonra gocup gittigi ulkedir. bu goc sebebi ile su gunlerde istanbuldaki rum okullarindaki ogrenci sayisi inanilmaz derecede azdir.

son yillarda turk-yunan iliskileri bayagi bir duzelmis durumda, taraflar artik isin tarihsel tarafindan ziyade kulturel/ekonomik yonlerini ele aliyorlar.
çocukluğumda yaşadığım ege köyünde radyonun frekanslarını karıştırırken mutlaka denk gelirdi yunanca ezgiler. o günlerden kalma bir hoşluk duygusudur içimdeki karşı kıyıdaki halka. yüzyıllar boyunca dipdibe yaşamışız köylerimizde. onlar bizim ramazan bayramımızı kutlamışlar biz onların paskalyalarını. ama işin içine siyasetçiler girince aniden düşman etmişler bizi birbirimize. neden savaştığımızı, neden düşman olduğumuzu bilmeden... yunanistan; yakındaki unutturulan uzak akrabamız... kardeşimiz...(bkz: benden selam söyle anadoluya)
son yıllardaki ekonomik krizler nedeniyle bir çok türk için "yunanistan'dan ada mı alsak acaba ucuza kapatırız şimdi ekiekikiki" geyiğine konu olmuş ülke. ege sahillerinde yapılan tatillerde radyolarında çalan güzel şarkılarla rakı-balık sofralarımızı müzikleriyle şenlendiren ülke ayrıca.
dillerine ayrı isimlerine apayrı hasta olduğum ülkedir. isimlerinin çoğunun -is ve -os ile bitmesi çok seksi.

(bkz: isimle tahrik olan insan modeli)
türkiye için sorunlu bir komşu olmasını bir kenara atarsak güzel bir memleket.
halk dansları müzik leri (folk,rembetiko,laika) heleki buzuki den çıkan o ses e bir hayranlığım vardır.
yugoslaw olmama rağmen kendi müziğimi sevmem, ama rum müziği ne hastayım dır, güzel bir gün batımını izlerken dinlenilesi müzikleri mevcut.


başkenti atina. batı komşumuz. isyankar bir millete sahip ülke. türkleri pek sevmezler. zamanında istanbul u bizim atalarımız ellerinden aldı diye. ama hatırlamazlar ki zamanında izmiri işgal ettiklerini. oradan da denize dökmüşüz zaten onları. nasıl sevsinler ki bizi, kuyruk acısı büyüktür bu ülke insanlarının türklere karşı. bu sebeple gözleri ülkemizdedir halen, ufak ufak örgütlenip topraklarımızı satın alıyorlar örneğin.