cemaat, hükümet, muhalefet, yargı, medya topyekun maksad aşımı icindeler... özel hayatımızda da sıkça burun buruna geldiğimiz bir durum. herkes çizgisini asiyor. fakat kanaatimce burada kendisinin ak kaşık olduğunu iddia eden ve büyük bir kitle tarafından destek gören hükümetten daha facia bir unsur yok! yazıklar olsun kafasını kuma gömüp "bu adamlar ülkeyi çok iyi yönetiyor" diye söylenenlere!

17-25 aralık milli hırsızlık ve yolsuzluk haftasını unutturmak amacıyla başlatılan çalışmalardır. samanyolu tv ve zaman gazetesine de polis baskınları olmuştur. yine bir çok polis ve emniyet müdürü gözaltına alınmıştır. yolsuzluk operasyonu na misilleme yapılmaktadır fakat bu millet ülkenin hükümet tarafından soyulduğunu dolandırıldığını unutmayacaktır.

şimdi... gerçekten de herşeyin altüst olduğu, tüm kavramların içinin boşaltıldığı, tüm devlet teamüllerinin çiğnendiği, cumhuriyetin güçler ayrılığı dayanağının hiç edildiği böyle bir dönemde, bu tür operasyonları yorumlamak da güçleşiyor.
fakat, herşeye rağmen, bazı hatırlatmalar ve saptamalar paylaşmak mümkün:
- sap ile samanın aşureye dönüştürüldüğü bu tür operasyonlarda, zalim ile masumun ayrıştırılması gerekliliği unutulmamalı.
- guguka dönüşmüş hukuka daha fazla tecavüz etmeden, namusla ve ahlakla (tezgahsız, iftirasız ve gizli tanıksız!) davranılmalı.
- ergenekon davası ve balyoz davası tezgahlarında parmağı olan şerefsizler bile adilce yargılanarak ders verilmeli.
- cemaat gibi oluşumların devlet aygıtında yuvalanmasına göz yumulmamalı.
- fikri ve siyasal şerefsizliği ne düzeyde olursa olsun, haberleri ve yorumlarından ötürü hiçbir basın-yayın organı emekçisi zarar görmemeli ve cezalandırılmamalıdır!!!
...bunları artırmak mümkün. ama, başta akp olduktan sonra neye yarar?, der insan...