7 haziran 1 kasım seçimleri

iki genel seçimi bünyesinde barındırması hasebi ile 2015 yılı ülkemiz demokrasi tarihi bakımından dikte rejim süreci ile de önemli bir yer teşkil etmektedir..

siyasi partiler milletvekili aday listelerini açıkladı, pek çoğu popüler olan aday adayları için hüsran ile karşılandı ( muhsin kızılkaya, uğur ışılak, ihsan özkes, savcı sayan ve tabisi abdurrahim boynukalın gibiler)..

bir de 7 haziran'da akp'nin kısmen eline vermiş olan hdp var, yaşanan seçim sonrası artış göstermiş olaylar ile toplum tarafından büyük tepki aldığı malum, daha önceleri göstermelik olarak da olsa listeye koydukları barış sulu 1 kasım seçimlerinde yer alamıyormuş*..

işler nereye gider, nasıl sonuçlanır bilinmez ama şu bi gerçek ki şu gergin ortamda 1 kasım ya belimize indirilecek son kazma, ya da direnişin en sağlam noktası olacaktır..
7 haziran genel seçimleri, akp adlı partimsi çetenin aleni ve cebri darbesiyle yok sayılmıştır.
koalisyon çalışmaları bilerek geç başlatılmış, görüşmeler eksik bırakılmış ve anayasaya göre görev alması gereken muhalefet liderlerine hükümet kurma görevi verilmeden yeniden seçim kararı aldırılmıştır...
sürekli milli iradeden dem vuranlar, darbeciliğin ve kanunsuzluğun allahını göstermişlerdir.
bu rezilliklerden ders çıkartarak, gerekli siyasal ve hukuksal düzeltmelerin ve denetim mekanizmalarının sisteme yerleştirilmesi şarttır.
bugünlere şahit olan nesillerin en büyük sorumluluğu budur.
yeni frankensteinların çıkmasını önlemek ve kişinin sikine göre değil, anayasal kurumların kararlarına göre işleyen bir demokrasi kurmayı başarmak görevimizdir.

1 kasım seçimleri ise, 7 haziran sonuçlarından pek de farklı sonuçlar vermeyecektir.
fakat, ülkeyi illegal biçimde felaketlere sürükleyen geçici hükümetin, bu seçimin sağlıklı ortamda yapılmasını sağlayabileceği veya bunu hedefleyip hedeflemediği bile şüphelidir...
bakalım, kendini tüm kurumların ve sistemlerin üzerinde ve her türlü denetimin dışında gören rte, 1 kasım yenilgisinden sonra nasıl bir rejime sürükleyecektir...göreceğiz...