amerikan filmleri klişeleri

işten kovulan kişinin eşyaları herzaman bir küçük kutuya sığar bir daha eksik kalan eşyaları almaya gelmez.

sayfalar dolusu raporu yetiştirmeye çalışan kişi yolda koşarken mutlaka bir kaç sayfasını düşürür ve o sayfalar hiçbir zaman lazım olmamıştır.

-mike bu rapor eksik nasıl iş yapıyon lan yavşak ?
-pardon patron yolda düşürdüm herhalde.
-git çabuk al da gel, yapıcasan adam gibi iş yap !
-olmaz patron klişe bozulur...
mutlaka amerikan bayrağı gözümüze sokulur..
kadın ajanlar güzellik yarışmasından seçilmiştir, çirkin bir ajan bulamazsınız. bir de orda burda çıkan haç işareti çoğunlukla bir inanç göndermesi yapılır. türkiyede olsa direk bağnaz diye yaftalanır.
555 ile başlayan telefon numaraları.

olay mahalinde çörek yiyen polis memurları.

mutlu amerikan yaşantısı. *
korku filmlerinde, filmin başındaki ezik, silik, akmayan kokmayan kız, filmin sonunda süperheroya dönüşür, böyle kasım kasım kasılarak yürümeler... (salak karı, bütün arkadaşların öldü kime bu havan?)
karanlık odaya sekerek kaçan basketbol topunun arkasından, o karanlık mahzene inerek ölen (ve gerizekalılığıyla bunu hak eden) amerikan genci.
yeni bir maceraya başlandığında, katil tarafından kurban edilecekler listesinde gözlüklüler ve şişmanlar arasında sıkı bir birincilik rekabetinin bulunması. <br> <br>çocuklar ve gençler için hazırlanan, genelde tatil sabahları yayınlanan filmlerde, muhakkak ekibe teknik ve bilimsel destek sağlayan gözlüklü bir elemanın mevcut bulunması.
korku filmlerinde ; 4 arkadaş yolda giderken birden arabaları bozulur ..ve telefonda çekmez o bölgede.yürüyerek bi kasabaya ulaşırlar.kasaba her ne kadar sakın görünse de aslında onları bekleyen tehlikeler vardır....diyerek devam eder..
haa bi arada sanırım 80 lerin sonu 90 ların bası..şeytan filmleri pek revaçta idi..davil ler serisinden nerdeyse meydan larus yaptık vallaa..
unutmadan 911 usa daki acil yardım...112 ise tr daki...
kadınlar feci hoş ve çekici
herifler inanılmaz yakışıklı fit bedenleri var.
hepsi ölümcül aşık olurlar ve genelde de yıldırım aşkı olur, en başta reddederler, filmin sonunda kavuşurlar!
kaybedenler sonunda kazanır.
feci milliyetçilerdir, amerikan filmlerinde amerikan milliyetçiliği gözümüze mütemadiyen sokulur.
çok nefis hayatlar yaşarlar, kocaman arabalar, evler. bahçeli havuzlu evler.
amerikan rüyası diye bir şey bile var.
korku filmlerinde salak koca memeli karılar dışarı kaçacaklarına üst kata çıkarlar, katil de keklik gibi avlar onların hepsini
tehlikeli bir mekan, belli işte biri ya da bişeyler sikip atıyor sizi, daha ne ayrılıyorsunuz anlamam. illa ki ayrılırlar, sik var gibi uyuyrlar ama beraber de uyumazlar, çocukları üst katta yatağına yatırırlar mesela. o ne lan neden, çocuk uyuyacaksa al koynuna uyut.
merakla bodruma inerler ve orası illa ki karanlıktır, lambası çalışmaz, aniden söner. ama yine de aşşağı inilir sonrada sikilirler.
arkadan bir araba kovalarken yoldan çıkılmadan koşulur, nizami atletizm ya, lan salak kaç git ağaçların arasında ne yapacak sana araba.
araba takipleride aynı salaklık içinde, yandaki araba sıkıştırıyor, bassana frene dümbük. kalakalsın mal gibi ortada. yok illa beraber gider arabalar, sürter filan. sanki sikişiyor arabalar.
en temel sorun seyredenlerin zekasının düşük olduğunu varsaymak. geri zekalı olduğumuzu düşünüp ona göre yapıyorlar filmlerini. ne yazıkkı umduklarından daha zekiyiz.
aksiyon filmlerinde nedense tüm kahramanlar birer birer ölür ve en sona en yakışıklı adamla, en güzel kadın sağ kalır. onlar da finalde öpüşerek filmi bitirirler. <br> <br>biraz önce vurulmuş, işkence görmüş, bir uzvu kesilmiş adam iki dakka sonra maceradan maceraya atlamaya başlar, sarbi sarıoğlundan bile hızlı koşar. <br> <br>bir de bu var : this is a matter of national security
filmlerin sonunda, başlangıçta birbirlerinden haz etmeyen bir kadın ve bir erkek mutlaka ama mutlaka öpüşür, film boyunca ölümün kıyısından mı dönmüşler, birbirlerinin kafasını mı kırmıyorlar hepsi unutulur ve o film de asla kadınla adam arkadaş olarak bitiremezler muhakkak öpüşürler. hep öpüşürler, bir öpüşme için miydi bütün bu film dersin, polisiyesinden korkusuna geriliminden, pornosuna, hepsinde filmin sonunda mutlaka öpüşülür. porno filmlerde bile daha az öpüşüyolar lan...
akşam yemeğinde, her zaman tabağındaki yemekle oynayan bir aile üyesi, <br>doğum günü/mezuniyet/tiyatro gibi özel günlerde mutlaka geleceğim deyip gelmeyen baba rolü, <br>tanrıyla konuşup,ona küfürler savurup istediği sadece bir ışık/şans olan adamın bir kaç sahne sonra istediğinin kabul olması ve imana gelmesi, <br>her zaman kaçacak bir arka kapının bulunması. liste uzar gider..
korku filmlerinde her zaman elektrikler kesilir ve salağın biri şartellere bakmak için bodruma iner. kahramanlar ne kadar hızlı koşarsa koşsun kötü adam onları yürüyerek yakalar, koşan oyuncu en az bir kere yere düşer ve bileğini burkar, barda içerler içerler parayı verip giderler hiç para üstü almazlar, kesinlikle evleri bahçeli garajlıdır, garajın kapısında basketbol potası asılıdır, olurda topunuz yuvarlanıp başka bir yere giderse kesin biri size getirip verir.o top hiç araba tarafından patlatılmaz.
korku filmlerinde: arabaya koşulurken anahtarlar hemen bulunmaz bulunsa araba çalışmaz illa katilin yakınlara gelmesi gerekir;
katil öldü diye bırakılır ama ölmez mutlaka sonunda yine dirilir;
gerilimin dorukta olduğu anlarda boş ev sokak herneydeyse kahraman bam diye açılan kağıdan bir kedi köpek bişey çıkar
yine gerilimli bir anda bir el dokunursa mutlaka arkadaştır ancak katil yakınlardadır.
romantik komedilerde: her 2 kişide sever ancak açılamaz birbirine;
bir partide uzun bir konuşmanın ardında dans edilerek öpüşülür;
bilim kurgu ve maceralarda; filmin sonunda eğer illa birisi ölecekse başrole yakın isimlerden biri kendini feda eder;
dünyayı kurtaran her zaman abdli biridir.
birisi herkesin aklına gelmeyen bir şey yaptığında öncelikle açıklama isteği duyar;
-kardeşine ulaşabildin mi ?
+lanet olası telefon çekmiyor,şebekelerin tamamı devre dışı
+hey bayan burada ankesörlü telefon var mı ?
/hmmm sanırım aşağı katta var
+teşekkürler
/ama orası sular altında şu anda
- hey sam nereye gidiyorsun sam!
+ankesörlü telefonlar gücünü telefon hattından alır.

vaybe ne gerekli bilgi ama dimi bir bok yiyoruz bari açıklayalım da saçma demesinler diye de ayak üstü yazıyor,heryer sular altında telefon hattı mı kalır mnskym.

(bkz: the day after tomorrow)
- hey, pislik senin derdin ne biliyormusun?
- koca poponun kafandan büyük olması!+^%&
içerisinde kara büyü varsa ve kan kurbanı vermek gerekiyorsa parmak ucu falan delmezler, koskoca bıçağı avucu boyunca kaydırır büyüyü yapan kişi. suratı da acı içinde kıvranması gerekiyorken en fazla kaş aldırıyormuşçasına seyirir hafiften. *
bütün uzaylılar muhakkak amerikan topraklarına düşer.
kapı çalar. başrol kızımızın en yakın arkadaşı kapıda salya sümük ağlayarak bir şeyler anlatmaya çalışır. bizim kız ona "aşkısı" modunda sarılır ve şöyle der:

- shhh, it's ok.
  • /
  • 2