avrupa’nın yarısını ben gönderdim

valla az önce gazetelerde gördüğüm haberin en can alıcı cümlesidir; o kadar başlık yapılası ki...

haber linki şöyledir: https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/in...

önemli olan, illegal bir iş yapan şahsın, devletin son dakika u dönüşünü fırsat bilip “reis izin verdi, allahın izniyle biz de işimizi görelim” ve hatta “avrupa’nın yarısını ben gönderdim, 20 yıllık tecrübeyim” ifadeleri ile ciddi ciddi sağlam bir marketing örneği sergilemesidir... can yakıcıdır, ama insanımızın durumu budur...

eleman, günün sonunda eline kalan bin lira için ellerini ovuştururken, o botlar karşı kıyıya ulaşamadan patlayıp batınca hayatını kaybedecek canları hiç umursamaz... bu kadar basit.
öyle bir devir yaşıyor ki türkiye, tüm azılı suçlular kendilerini kahraman ilan ediyor; şehitlerin ardından kahkahalar atılıyor. tez vakte bitersiniz umarım.
yeni görüntüleri ortaya çıkan şuursuzdur... bu görüntülerdeki beyanları şu şekildedir:

söz konusu görüntülerde özcan k., şu ifadeleri kullanıyor:

* sizi özgürlüğünüze kavuşturacağız arkadaşlar. türkiye no, yunan, italya, fransa, almanya. biz size yeter baktık. biraz da onlar size baksın.

* sizi bedava atacağız. gidin. yeter türkiye’nin size baktığı, biraz yunan baksın. komando orada, yakaladığında bize 20 sene ceza yunan’da.

* yine iş başındayız. enez sınırındayız. çanakkale’dekileri attık, şimdi geldik enez’e. bunları bedava atıyoruz, parasız. allah rızası için. bize dua ediyorlar yeter.

link için: https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/he...
mesleki deformasyon yaşayan insan kaçakçısı olan şahsın talihsiz beyanıdır. insanlıktan çıkmış, acınası bir durumda olmasına rağmen kendini kahraman sanıyor. şimdilik.

o anne babanın günahı neydi de edirne'nin kışında battaniyenin altında donarken adi bir insan kaçakçısının aşağılamalarına maruz kaldılar, ömür boyu içlerinde bir yarayı taşıyacaklar.

suriye konusunda fikir sahibi olmak için bütün etmenleri denklemin içerisine koymamız gerekiyor. ne yazık ki bunlardan bir tanesi de türkiye'nin senelerdir uyguladığı hatalı suriye politikası. çok dolaylı da olsa vergilerimizle bile hepimize yansıyor bu konu.

sınırımızdaki tehditlerin ortadan kaldırılmasından bahsetmiyorum. öncesinde yürütülen suriye'nin iç işlerine karışma politikasından bahsediyorum. esad'ın alevi olması, sünnilerin iktidarı ele geçirmeye çalışması... türkiye'yi ilgilendirmeyen konulardı.

ne hakkın vardı da bu işlere çomak soktun, iç savaşı körükledin, bu insanların evsiz barksız kalmasına sebep oldun.

çok kızıyorum bu konuya. çoğu zaman bende acımasız oluyorum suriyeliler hakkında. çünkü öyle bir duruma getirildik ki bıçak sırtı. kızsan olmuyor, suçlasan olmuyor, görmezden gelsen hak versen olmuyor.

bizi bu duruma sokan, bu durumlarla yüzleşmek zorunda bırakanlara lanet edelim.