avuçlarımda hala sıcaklığın var

gecenin bir vakti tam uykuya dalacakken kafamda yankılanıp duran güzelim zeki müren parçası. *
''eline mi attırıp gitmiş acaba? '' diye düşündürten şarkı. ***
bu türk sanat müziğini ilk duyduğumda afyon'dan kocaeli'ne dönüyordum. ilk dinlediğim kişi behiye aksoy'du.
çok etkilendim.
hemen bir araştırma yaptım ki zeki müren sevsek de bu türk sanat müziğini müzeyyen senar'dan dinlemek de hoş.
şarkıyı hiç dinlemedim ama bence özlemi güzel anlatan söz. şimdi ufak bir hikayeyle neden bu sözü bu kadar sıcak bulduğumu anlatacağım, fazla uzun değil dizilin. yunan mitolojisine göre kadim tanrı zeus insanoğlunu yaratırken çiftler halinde yaratmıştı. yani bedenen birbirine bağlı iki insan. hep bir olan birlikte olan, aynı vücut sıcaklığını paylaşan dört kollu dört bacaklı tek kafada iyi yüzlü iki insan ya da tek. ama günler geçtikçe birlikten güç bulan, zeus'un tanrısallığına rakip olan bu insanlardan korkan zeus onları ikiye ayırarak dünyanın ayrı köşelerine atmıştır. o yüzden insanlar dünyada hep diğer yarılarını ararlar ama kaçı bulur bilinmez. sevgilinin elinin tutmak da bu yüzden bu kadar güzeldir. eski birlikteliği, birliği yakalamaktır bir nevi. sıcaktır. keza sarılmakta aynı şekilde. bu yüzden avuçlarımda hala sıcaklığın var demek öteki yarısına duyulan özlemi dile getirmek gibi geldi bana. biraz fazla anlam yüklemiş de olabilirim. sonuçta hikaye de mitoloji hikayesi zaten, mistikliğine sağlık.
çok erotik. bizim adetimize geleneklerimize hiç uygun değil.
kürdili hicazkar makamında bir eserdir. güfte ve bestesi yusuf nalkesen'e ait.