ayı sözlük itiraf

3010 Entry Daha
günlük itiraf vaktim geldi. bazı şeylerle, özellikle de geçmişle ilgili şeylerle yüzleşmeye biraz korkuyorum. yalnız bu değil; ölüm gerçeğiyle yüzleşmek zorundayım, yalnız kendim için değil, bir tek ben yaşamıyorum. ne kadar bencil de olsam, ne kadar "kimse bana destek olmasın, ben de kimseye destek olmayayım" desem de, kendimi -kocaman bir yanılgı içinde- kaf dağında da görsem, "benden şu şu konularda daha iyi olan şu şu insanlar var" diyerek kendimi mütevazı göstermeye de çalışsam, gerçekten benim gibi olan, benim gibi olabilecek olan kişilerin varlığının farkında da olsam...

söylenemeyecek şeyler var. aile içindeyken bile söylenemeyecek şeyler.
nefret dolu olduğumu kabul ediyorum. normal olmadığımı da kabul ediyorum. herkesi karşıma aldığımda sığınabileceğim yerleri hiçe sayıp kendime zarar vererek gülünç duruma düştüğümün de farkındayım çoğunlukla.
söylenemeyecek şeyler var. onu çok üzdüğümü burada açık açık yazamam. çünkü daha iyi olmak istiyorum. benim için kimin hangi sıfatı taşıdığının, hangi vasıflarla doğduğunun gerçekten çok bir önemi yok. (pencereden duyduğum sese karşılık olarak: bu dediğimi seks düşünen erkekler anlayamayabilir. ben kendime kadın bile derim gerekirse. pipili kadın olurum. hayvan terbiyecisi değilim.)
hangi vasıflarla doğduğunun çok bir önemi yok. insan gibi karşıma geçip konuştuğunda dinlerim. yanıt bekliyorsan yanıt da gelir.

insanlıktan çıkmayı, insanlıktan çıkmanın yollarını, insanlıktan çıkmanın yollarını çeşitlendirmeyi, insanlıktan çıkmanın çeşitli yollarını daha şeytanca, daha kanlı, daha çıldırtıcı hale getirmeyi ben de biliyorum. bunun bir çözümsüzlük olduğunu kabullenilen bir şey gibi görmeye alışmış kimselerin televizyonları benim en büyük düşmanım değildir. televizyonlar her rengi göstermek zorunda.

dipnot: tam burada unuttuğum bir mesele var.

etik yasalarını kendimce uyguladığım her halimden bellidir aslında. kimseye vurmam, biri bana bağırmadıkça bağırmam, içimden gelmeyen bir şeyi sırf bana yapmam zorunlu gibi hissettirildiği için yapmam. bu tarif ettiğim ben, başka bir ben. bu bene biraz uzaktan bakıyorum şu an. bir böcek gibi. böyle böcekleri yerden alıp masama koyarım. yürümelerini, ses çıkarmalarını, kıpırdamalarını, uçmalarını beklerim. hiçbirini yapmayıp öylece durdukları zaman yanlarına başka böcekler gelir. başka böcekler de onları parçalamak istediği için kıskaçlarını, zehirli iğnelerini, keskin çenelerini kabuklarından içeri geçirmeye çalışır. kabuğu sert çıkan bazısına daha da sokulmaya, etrafında dönüp dans etmeye, vızırtılar çıkarmaya başlarlar. o anda da toparlanıp kabuğunun altında gizli kaldığı yerden çıkmak yerine taş kesildiklerini gördüğümde o diğer böceklerin hepsini masadan aşağı atarım. sıra benim böceklerime gelir. kıpırdamaları, ses çıkarmaları, yürümeleri, uçmaları gerek. parmaklarımdan birinin ucundaki tırnakla o böceği masanın kenarına doğru yavaş yavaş itmeye başlarım. ya yürüyecek, ya uçacak, ya ses çıkaracak, ya kıpırdayacak.

dipnot: hatırladığım kadarıyla.
değişim ya da gelişim. düşünmenin arkasındaki önündeki ortasındaki maksat. yaratılmak istenen yeni şey. kazancı yalnızca kazancı. hissettiğin gibi. ülkende bulamadığından. tek başına kaldığında. başkalarını ne kadar savunduğunu sorguladığında. tek başına tek. sen ya da ben. yaratılan yeniliğin kazançsızlığı. kimin umurunda söylesene. ben gittiğimde de umurunda olmayacak olması beni üzer. yeni bir sözcük icat ettim o yüzden. tasmanın ucundaki ipi benim ellerime dolayan bir sözcük bu. söylememe gerek yok şimdilik
değişim ya da gelişim. kimin umurunda. kendim için yaptıklarımı satmadığım koşulda. herkes kendi analarını satmanın derdine düştüğünü yüzüme haykıran lafları fısıldaşırken. anılarımı çöpe attığımı. çöpten yemek toplayanlara mı anlatıyorsun bakalım.

radyoda en sevdiğim kanalı açtım. ledzeplin çalıyor. sabah saat 9 falan sanırım şu an. okula biraz geç kaldım. densing deyz. psikolojini bozduğum için özür dilerim. geçmişe dönemeyiz, dönmemeliyiz de. gelecekte parıltıları izleyeceğini düşündüğünü hayal ediyorum. benimle ya da bensiz. parıltıların yansıması kadar gerçek geleceğinde tek başına bile yürüyebileceksin, istediğin zaman, istediğin yerde.
599 Entry Daha