ders çalışmamak için yapılan anlamsız hareketlere güzel bir örnek olarak, bu gece yeni baştan kitaplığımı düzenledim. "ne güzel oldu beh" diye kitaplığımı izlerken, sizlerin kitaplıklarınızı merak ettim, burada kitaplıklarımızın fotoğraflarını paylaşsak, yeni yeni kitaplar keşfetsek, güzel olmaz mı?
kitaplarımın büyük bir çoğunluğu kıbrıs'ta, ama adana'ya taşıdıklarım ve son bir yılda aldıklarım bu raflarda dizili, buyrunuz efenim:
şu an en fakir kitaplık benimkisidir muhtemelen. malum evimden uzakta yeni evimdeyim. apar topar atanınca elzem bir sürü eşyaya öncelik verince taşınabilecek kitap sayısı kısıldı. hem zaten buradan yeni kitap alıp okumak daha mantıklıydı. bayramda istanbul' dan aldığım birkaç amin maalouf kitabı, oktay usta nın yemek kitabı*, ilber ortaylı nın bir yakınçağ tarih kitabı, verdiğim derslerin birer nüsha kaynak kitabı ve geçen gün şeherden aldığım, duygu asena, sezen ve semiha berksoy un hayatını anlatan bir kitaptan( tüm zamanların zamansız üç kadını) mütevellit bir kütüphaneyle baş başayım. neyseki okulun kütüphanesi imdadıma yetişecek. güncel kitaplar pek olmasa da fırsat bu fırsat klasikleri bitiririm. diyorum ama umarım tembellik etmem. internetten çıkıp kitap okuyan kaç kişi kaldı acaba? *
candan erçetin ablanın parçalandım şarkısına konu olabilecek haldedir. kimisi son çalıştığım ilgili kurumda oda arkadaşıma yarar diye bırakılmış; kimisi tez yazarken yanında bulunsun diye bir arkadaşa verilmiştir. bazısı ankaradaki son evimde hala bi duvarı örterken roman ve şiir kitaplarından oluşanların akibetleri çok belirsizdir...**
kısaca kitaplıklara sığamıyoruz şeklinde özetlenecek bir haldeyiz. odada kafamı çevirdiğim her yerde kitaba rastlıyorum. uzun zamandır saymadım ama sanırım 600 tane falan yeni türk edebiyatı ağır topları, dünya klasikleri, beat kuşağı, fransız varoluşçular, psikoloji, roman ve şiir sanatı inceleme kitaplarına kadar bir sürü kitap.*
fiddy