doğu'dan uzakta çıkardığı son kitabıdır. aldık okumaya başladık efendim.
* giriş cümlesine dikkat eden biri olarak bu kitap da merak uyandırıcı;
adımda doğmakta olan insanlığı taşıyorum, ama ben nesli giderek tükenen insanlığa aidim...
doğudan uzakta, gençliklerinin en güzel dönemlerini bir arada geçiren, hayalleri ve umutları olan bir grup insanın, ülkelerinde patlak veren iç savaştan sonra farklı yerlere dağılmasını ve yıllar sonra, eski arkadaşlarından birinin cenazesi dolayısıyla tekrar ülkelerine dönmeleriyle başlayan 16 günlük bir yüzleşmenin romanı. romanın başkahramanı adam, tıpkı maalouf gibi, savaştan sonra fransaya yerleşmiş ancak doğduğu topraklara sevgisi ve bir dönem içinde yaşadığı çokkültürlü ve çokdinli bu coğrafyayı anlama çabası hiçbir zaman küllenmemiştir. ancak uzun bir aradan sonra giriştiği eve dönüş yolculuğu ve eski arkadaşlarını bulma düşüncesi sanıldığı gibi kolay olmayacaktır. çünkü ne insanlar ne de doğup büyüdüğü topraklar aynı kalmıştır.
açıkça belirtilmese de lübnan iç savaşının getirdiği yıkımlara ve ortadoğu coğrafyasının yaşadığı kültürel, tarihsel ve toplumsal sorunlara dair çok çarpıcı gözlemlere de yer veren doğudan uzakta'da maalouf yine en iyi bildiği şeyi yapıyor: doğuyu anlatıyor.
geldim, gördüm, hayal kırıklığına uğradım
-arka kapak-