çocukken yapılan saflıklar

çizgilere basmadan yürüme çalısmalarını sanki dünyanın en büyük olayı gibi başarmaya çalışmak ve başaramayınca başına kötü bir şey geleceğini düşünmek de bunlardan biri olabilir.
dut yerken bazılarının tatlı olmamasından dolayı dutları satın aldığımız adamların tatlı olmayan dutların içine şeker koymayı unuttuğunu sanmak.
üşütmüşüm diyen komşunu karısına ''-akşam bize gel baba seni kucağına alsın terletsin. ben üşütünce öyle yapıyorum hiç bişeyim kalmıyo'' demek. resmen babama kadın ayarlamaya çalışmışım. *
annem evde yokken evdeki perdeleri kesmek.
saçını kesip halının altına koymak.
kaçan muhabbet kuşunun geri döndüğüne inanmak, kesinlikle anneniz yenisini almadı, kuş iki turlayıp eve geri döndü.
bir kadının parmağına yüzük takıldığı zaman hamile kaldığına inanmak. bohçacı teyzelerin çocukları kaçırıp zorla dilendiren kimseler olduğunu düşünmek. bir işte çalışmayı sabahtan akşama kadar arcade makinası gibi bir makinayı kurcalamak ve gün sonunda makinanın atm gibi para verdiğini sanmak.
yaşadığım şehir yazları çok ama çok fena sıcak oluyordu. bir yaz günü gece uykudan uyanıp çok fena susadığımı fark edip mutfağa doğru gitmiştim ve ne kadar gözüm dönmüşse o uykulu hal ile buzdolabı yerine tezgah dolabını açıp su diye yarım litre durmaksızın ayçiçek yağı içmiştim. *
misafirliğe gittiğimizde beni odaya kapatıp salonda eğlenmelerine kinlenip sehpaların altına ev sahipleriyle ilgili kötü düşüncelerimi yazardım. daha sonraları mahallede küfür etmeyi öğrendim. sonra da beni bir daha gezmeye götürmediler.*
okumaktan büyük keyif aldığım başlık oldu.
ezanı allahın okuduğunu sanmak
böcek yemek, bir bebeğe 'türkçe biliyor musun?' diye sormak, saksı çiçeklerini kökten söküp yerine geri koymak, sıkılınca masa altına girmek... çok marjinal bir çocuktum...
tv'de okey reklamı oynarken babama okey ne diye sormuştum. canım babam ise bilmiyorum diye geçiştirmişti.
bokumda ne var diye uzun uzun incelemekten bünyemde hep fazla metan vardı. bataklığa düşsem adaptasyon neticesiyle daha geç boğulurum.

bir de banyoda gözlerimi kapayınca hayaletler gelip beni öldürcek sanardım. yalnız hala banyoda gözlerimi kapayamam ve bir de hala bokuma bakıyorum.
izleyip etkilendiğim filmlerin baş karakteri olduğumu sanırdım. bir iki gün o havayla geçerdi. şizofrenin kıyısından kenarından dönmüşüm.
  • /
  • 2