doğum günü

lisenin birinci sınıfında iken okulda yapılan etkinliklerden biri sınıflar arası hazırlıksız konuşma yarışmasıydı. baya dokuzdan onikiye her sınıftan birer yarışmacının katıldığı, yaklaşık yirmi kişilik bir yarışma. sınıfı temsilen katıldığım yarışmada fanustan elime çıkan konu başlığı "doğum günü" idi. ziyadesiyle gergin ve heyecanlı görünen on beş yaşına varmamış velet olarak; insanın doğduğu günle beraber ölüme diğer insanlarla eşit mesafede olduğunu kabul etmemiz gerektiğini, doğum günlerine sayaç vazifesi yükleyerek sadece yaşlıların kaybını normalize etmeye dair bir çaba taşıdığımızı ve belli yaş gruplarını ölümsüz olarak nitelemenin getirdiği büyük şok üzerine konuşmuştum. galiba bu kelime öbeği, benim için aynı anlamı taşımaya devam ediyor.
bu arada merak eden olura diye: yarışmada ikinci olmuştum.
genelde benimki hatirlanmaz veya kutlanmaz
an itibarıyle 30uma bastığım için agd durumuna girdiğim olaydır.
benimki bugündür. beklenilenler iki saat geçmesine rağmen gelmedi beklenilenler.
rağmen...yaşıyorum...