eşcinselliğe dair hatırlanan en eski anı

1 Entry Daha
daha masum olarak da bir de şu var.

birkaç yıl önce annemle kahvaltı masasındayız, havadan sudan konuşuyoruz. ben ilkini bitirip, ikincisini almak için bardağıma şişeden süt dolduruyorum. annem "sen hep sütü çok severdin, hala da içiyorsun" diyor. "evet, hala çok severim" diyorum. annem "antalya'dayken her sabah erkenden bir köylü genç bizim apartmana güğümle taze süt getirirdi, sen çok sevinirdin süt geldi diye, erkenden kalkar, adam sütü tencereye dökene kadar başında beklerdin, hatırlıyor musun?" diyor. anneme hiç sektirmeden "evet o genç adam sarışın, uzun boylu, mavi gözlü, çok güzel bir gülümsemesi olan hoş bir adamdı hatta" diyorum. annem çok şaşırıyor, "aa hatırlıyor musun? ama sen çok küçüktün o zamanlar" diyor. anneme o genç adamın o zamanlarki arzu objem olduğunu, adamı sadece sabahları görüyor olsam da onla vakit geçirme hayalleri kurduğumu anlatmadım tabii. "sütü çok sevdiğimden anneciğim" diyorum gevrek gevrek sırıtarak.

valla o adamcağıza duyduğum hayranlık neticesinde hayatım boyunca süt canavarı oldum, kemikler kalsiyum deposu oldu sayesinde.
2 Entry Daha