eşcinselliğin toplumsal tarihi

halit erdem oksaçan'ın iktisadi ve haliyle sınıfsal olarak eşcinsel yaşantıları yarı direk verme yarı da yorumlamaya gittiği kitabı. doğrusu heyecanla ele aldım ancak büyük bir hayal kırklığı... kendisi ikinci bir doğu perinçek. eşcinselliği, kapitalizmin bir ürünü ve dayatması olarak görüyor... dili akademik gibi ama değil zannımca. garip bir kitap.

kitaptan:
"kadın ve erkeğin birbirlerine ulaşmada herhangi bir engelleme ve kısıtlamaya uğramadığı ve cinsler arasında eşitliğin sözkonusu olduğu sınıfsız ve ilkel toplumlarda eşcinsellik, biyolojik, psikolojik, hormonal ya da genital kaynaklı olanlar dışında, yaygın ve genel kabul gören bir ilişki türü değildi."

yazar, ahlakî açıdan eşcinselliği sorgulamadığını, ideolojik olarak ne olup olmadığını araştırdığını iddia etse de sadece şu kullandığı alt başlık bile kendini ifşa etmekte:

"fatih sultan mehmed ile ilgili çirkin ve asılsız iddialar"
fatihin cinsel yöneliminin ne olduğu umrumda bile değil. ancak makbul olanın heteroseksüel ve çirkin ve asılsız olanın eşcinsel oluşu insana "bilimsel tavrın bu mudur" sorusunu sordurtuyor.

kitabın tek güzel yanı osmanlı dönemi ile ilgili eşcinsellikten bahseden eserlerin künyesini vermesi ve bazen alıntılamış olmasıdır. gerisinin gözümde hiç bir kıymet-i harbiyesi yoktur. ayrıca o kitap ismi de çok iddialı ve altını dolduramamıştır. sevgili okur, şayet eşcinselliğin toplumsal tarihiyle ilgili bir kaynak isterseniz size gözümü kırpmadan tarihten gizlenenler kitabını tavsiye ederim, birbirinden değerli makalelerden mürekkep bir kitap. kitabı ideolojik bir kılıfa koyma telaşı yok en azından.

(bkz: bizimla deyılsın)
bilimsellikle hareket ettiğini iddia eden bu araştırma kitabının, bir çok gazete ve kitaptan yararlanıp kaynakça bölümünü doldurmasına karşılık, türkiyenin ilk ve hala yayımına devam eden lgbtt dergisi olan kaos gl'den hiç bir alıntı yapmamış olması düşündürücü.

oturup a'da z'ye eleştiri yazabilirdim. ama yazmıyorum. değmez.

(bkz: o renk o tene gitmemiş canım)

ideolojisini eleştiren bir cümlelik kısa ama güzel bir yazı:

mj
lezbiyenlik ilk nasil ortaya cikti taraflar neler hissetti neler yasadi hepsi ama hepsi bu hikayede.goz yaslarinizi tutamayacak duygularinizin esiri olacaksiniz ve sonunda vaybee diceksiniz..

vedat 18 yasindaydi ve isminden de anlasilacagi gibi gelecek vaad eden bir delikanliydi.uakala birisi degildi ama yine de bir meslek sahibi olmak icin universite okumaya gerek olmadigini kendisinin her konuda yeterli oldugunu dusunuyordu.bu yuzden de liseden sonra okumayi birakti ve is aramaya basladi,bir cok yere basvurdu hepside dolgun ucret odeyebilecek yerlerdi bekledigi gibi hepsi tarafindan geri arandi ama surekli kendisine askerlik problemi oldugu bu yuzden ise kabul edilemeyecegi cevabi veriliyordu. 2 yil boyunca onlarca yere basvurmus hepsindende ayni icerikli cevaplar almisti.
iste vedat ilk kez o anda eksik oldugunu anladi ve askere gitmeye karar verdi.askerlik muaynesi gunu gelmisti cok heycanli olan vedat trasini olmus yeni ayakkabisini giymisti,pantalonunu ve gomlegini de.doktor iceriye girdi ve vedat sana mujdeli bir haberim var dedi.vedat "oley hamileyim" dimi dokto diye ciglik atti,ve pesine saskin saskin bakan doktora "saka saka espri yaptim" dedi.neyse konumuza gelelim.bircok kimse icin mujdeli sayilabilecek bu haber vedat icin kara haberden baska bir sey degildi vedat duz tabandi ve askerlik yapamazdi yani curuktu.

ayni islere yine basvurdu basvurdu ama olmadi askerlik yapmaya elverisli olmayan biri bu islere yapmaya da elverisli olamazdi.hayati kabusa donmustu vedatin aylardir gozune uyku girmiyordu depresyona girecegini anladi ve kendi kendine soyle dedi; "hayatim kabusa dondu uyuyamiyorum bi uyumayi deniym basarabilirsem belki kabuslar bir duse donusur" mantikli bir onermeydi,hemen gitti yatti ve uyudu.

tam da bekledigi gibiydi hersey ruyasinda,cok guzel bir isi vardi cokta iyi kananiyordu ve tabi guzel de bir kadin.bazen honolulu sahillerinde gun dogumunu,bazen buyuk sahrada gun batimini bazen de alplerde bir dag evinde gol kiyisinda balik tuttugunu goruyordu ve hepsinde de yaninda o guzel kadin vardi.kimdi ki bu kadin? ne kadar da guzeldi nekadar da yakisiyolardi birbirlerine,sanirim asik olmustu evet evet asik olmustu. "seviyorsam gidip konusmaliyim bence" dedi ve onu gormek uzere yeniden uykuya daldi.bu kez cok sik bir fransiz restotaninda yemek yiyip sarap iciyorlardi aklindakileri soylemek icin mukemmel bir ortamdi ve soyledi.kadinda ona karsi bos olmadigini sevdigini soyleyince sevinci ikiye katlanmisti. "sen kimsin neden surekli ruyalarimdasin" diye sordu. telefon numarani ve adresini de versen de gercek hayattada gorussek ya dedi ve can alici cevap geldi kadindan; "vedat ben henuz dogmadim." yeniden yikilmisti vedat ,dogmamis bir kadina asik olmustu kafasi iyice karismis dogru karar almakta zorluk cekiyordu.kadina ne zaman dogacagini sordu kadinda dogacagi tarihi saati saatine anlatti ona.

vedat zaten reankarnasyona inanan biriydi eline bir kagit aldi birseyler yazdi ve kadina verdi.kagitta su tarihte suraya gel yaziyordu kadin kagidi aldi koynuna sakladi ve ayrildilar.vedat uyanir uyanmaz yeniden dunyaya gelmek uzere intihar etti.inanclarinda hakli cikmisti gercekten reankarnasyon diye bir sey vardi,vedat yeniden dunyaya gelmisti ustelik eski hayatinda yasadigi yere cok yakin bir yerde,yeni ailesi harika insanlardi ancak bir sorun vardi vedat dunyaya kiz olarak gelmisti,her ne kadar bu beklemedigi ve hesaplamadigi bir sey olsa da hala seviyordu ve eski hayatinda ruyasinda asik oldugu o kadina verdigi sozu tutacakti.tabi vedat artik vedat degil makbule idi.
yillar yillari kovaladi vedat yani makbule genc bir kadin olmustu ve o buyuk gunde gelip catmisti cok heycanliydi kosarak o adrese gitti gozlerine inanamiyordu asik oldugu kadin oradaydi birbirlerine baktila baktilar sarildilar ve opustuler sonra sevistiler ertesi gunde yurtdisina kacip evlendiler. the end
kitapla ilgili bir röportaj ; http://metrosfer.com/escinselligin-toplumsal-tarihi-ecdadimizi-nasil-bilirdiniz/