eurovision

23 Entry Daha
bir bilgi olarak, eurovizyon’u da kısaca tanıtayım, 1950'li yıllarda ii. dünya savaşı'nın ardından kendini yeniden inşa etmeye başlayan avrupa’da, soğuk savaş’ın ardından, ülkelerin birbirinden doğrudan özür dilemek yerine, dolaylı yoldan özür dileme biçimi olarak ortaya çıkmıştı bu yarışma. yaraları müzikle saralım bir de bunun yarışmasını yapalım diyen, aralarında husumet olan ülkelerden kimin ötekiyle derdi varsa, ona yüksek yüksek puanlar vererek bir nevi buzları eritmek için icat edilmişti yani. eurovizyonun politik bir yarışma olduğu tezi bu noktada doğrulanmış oluyor. mesela, almanya, italya, ingiltere, fransa ve ispanya, yarışma sonuçları ne olursa olsun her sene katılma hakkına sahiptir. şimdi ne soğuk savaş kaldı, ne de husumetin bitirilmesi için müzik yarışması gerekliliği. ondan beridir eurovizyon müzik yarışması olarak –tabi ki klişe komşu komşuya oy veriyor- tartışmalarıyla varlığını sürdürüyor. sizi bilmem ama benim için eurovizyon hala bir tutku ve her eurovizyon’da elimde kağıt kalem ülkeleri oylamak bana ayrı bir keyif veriyor. 2012 yılında 10’da 6 bilerek büyük bir başarıya da imza atmışlığım var yani. her neyse, konumuza dönersek, ilki 1956 yılında isviçre’de yapılan yarışmaya türkiye ilk kez 1975 yılında katıldı ve katıldığı gibi çakıldı o sene! hem de sadece eurovizyonun değil, türk pop müziğinin de en güzel şarkılarından biriyle!
37 Entry Daha