herkese merhaba. üniversite mezunu, henüz iş
bulmayı başaramamış, bekar, babasından sürekli laf yiyen biriyim. aslında klasik
bir genç ya da orta yaşlı biriyim de diyebilirim. şuraya kadar eminim bir çok kişi
“ aaa ben “ demiştir. neyse, sizi çok fazla sıkmadan başımdan geçen bir olayı
anlatmak istiyorum.
babamdan harçlık almak için sürekli bir şeyler uydurduğum zamanlar. bir gün
“ baba arabanın egzozuna patates kaçtı, para “,
diğer gün;
“ baba sevgilimle buluşacağım, para “
sonraki gün;
“ konturum bitti baba, para “
vs..
diyerek günlerim geçiyordu anlayacağınız. sürekli iş arıyordum ama
bulamıyordum. bir gün facebook’ta gezerken, bir mesaj gözüme çarptı. ahmet
kazandırır isminde biri, bir sayfadaki paylaşımın altında yorum olarak şunları
yazmıştı.
“ gençler, ev hanımları, öğrenciler, çalışanlar, geçim sıkıntısı yaşayanlar. sizlere
çok basit bir şekilde, para kazanmanızı sağlayacak olan tüyolar veriyorum. bu işi
20 yıldır yapıyorum. %98 başarı oranı ile iddaa tahminleri veriyorum. kazanmak
hayal değil. “
mesaj içeriği tam olarak böyle miydi, pek hatırlamıyorum. fakat en azından
özeti buydu. ben de adama arkadaşlık daveti yolladım. sonra mesajlaşmaya
başladık.
- ahmet bey merhaba
- merhaba
- gerçekten kazandırıyor musunuz?
- tabii ki, ben asla yalan söylemem. profilimde kazandırdığım kuponlar
vardır, bakabilirsiniz.
- evet baktım, gerçekten harika. peki o kuponlardan bana da verir misiniz?

- tabii ki, bana 200 tl yatırmanız gerekiyor. kupon tutarsa bi 200 tl daha
yatıracaksınız. yani iş öncesi yarısı, iş sonu diğer yarısı. o da güven
problemi olmasın diye.
- niye para yatırıyorum peki?
- böyle bir şeyi bedavaya yapamam sanırım değil mi?
- peki madem böyle kesin diyorsunuz, neden kendiniz oynamıyorsunuz?
daha çok kazanırsınız.
- ya gardaş bunu söyleyen 1 milyonuncu kişisin. sen kazanacağın paraya
bak. ne yapacaksın benim işimi. ben sana garantili kupon veriyorum,
daha ne istiyorsun? bak ben maç ya da kupon satmıyorum. ben para
satıyorum. benim boğazımdan haram lokma geçmez.
- ben biraz düşüneyim o zaman.
dedim ve çıktım. bir yandan diyorum ki bu adam dolandırıcı. diğer yandan da
ulan ya doğruysa diye içimden geçiriyorum. en sonunda adama parayı
göndermeye ikna oldum. fakat küçük bir sorun vardı; ben bu 200 tl’yi nereden
bulacağım.
babamdan isteyeyim dedim ama aklıma bir bahane gelmedi. bütün bahaneleri
kullanmışım ya la. telefonu satayım dedim ama cesaret edemedim. sonra
dedim kuzenden borç isteyeyim. neyse o kısımları geçeyim. kuzenden parayı
aldım ve adamın hesabına yatırdım.
yatırdıktan sonra mesaj yazdım ve yatırdığımı söyledim. ilk önce mesajı okudu
ama cevap yazmadı. aradan süre geçtikçe kıllanmaya başladım. ulan ben ne
zorluklarla buldum o 200 lirayı.
birkaç mesaj daha yazınca “ gardaş bekle kupon geliyor “ dedi. neyse zorla da
olsa bu kuponu verdi bana. toplam oran 500’dü.
bir sorun daha vardı. iddaa oynayacak para kalmamıştı bende. ulan dedim
parasızlığın gözü kör olsun.
acaba dedim, tek böbrekle yaşamak nasıl olur?
şaka lan şaka. böbreğime kıyar mıyım ben. anamdan 20 lira aldım. oğlum bak
bu babandan tırtıkladığım son para dedi. ah anam ah, ben bilmez miyim sen ne
kirli çıkısındır.

neyse gittim yatırdım. o kadar inanmışım ki tutacağına. arkadaşlara diyorum ki,
oğlum yarın bendensiniz. 10 bin tl para gelecek bana. tabii kimse bi taraflarına
takmıyor beni. çulsuz bi adamız anasını satayım, kim inanır ki.
iftarı bekleyen oruçlu adam gibi akşam 6 olmasını bekliyorum. ilk maçlar
18:00’da başlayacaktı. fakat bu maçlar favoriydi. ikisinin de oranı 1.60’tı. bunlar
zaten kazanır da, asıl sürprizler akşam 21:00’da başlayacaktı.
kolamı çubuk krakerimi aldım ve bilgisayarın başına oturdum. açtım canlı maç
sonuçlarını veren bir siteyi. iş makinesinin toprağı kazmasını izleyen işsiz adam
gibi bakıyorum ekrana.
lausanne sports - zürich ( m.s.:2 oran: 1.60 )
hannover 96 - bayer leverkusen ( m.s.:2 oran 1.60 )
ilk 2 maç bunlar. anam daha dakika 5, benjamin kololli diye bir adam lausanne
sports takımının golünü attı. bu ismi hayatımda hiç unutmam. bilmediğim
küfürleri bile öğretti bu adam bana.
ardından 2. golü attı, derken 3, 4, 5. bu ne amk diyorum kendi kendime. dedim
biri benimle ….. geçiyor kesin. fakat geçmiyordu. farklı internet sitelerine de
baktım, evet sonuç doğruydu.
lausanne sports - zürich :5-1
hannover 96 - bayer leverkusen: 4-4
inanmıyorsunuz değil mi? vallahi de doğru. açın, 17 aralık 2017 gününün maç
sonuçlarını inceleyin.
diğer maçları söylemiyorum bile. favori olanlardan yatmışım, diğerleri tutsa ne
olur diyeceğim ama onlar da tutmadı. toplam 8 maç vardı ve 8’de 0. yahu
gözlerim kapalı oynasam biri tutardı lan.
saat 20:00’da buna yazdım. lan …………… hani tutacaktı? paramı hemen geri
yolla. mesajı okumadı bile. bende bi paylaşımının altına yorum yazıp, açtım
ağzımı yumdum gözümü. 2 dakika geçmedi hemen yorumu sildi ve beni
engelledi.
kardeşimin facebook’undan girip tekrar bunu ekledim. kabul etti hemen.
soyadları aynı olsa şüphelenirdi ama benim ufaklık adını polat alemdar

yapmıştı. tekrar buna yazdım. dedim seni savcılığa verecem hemen paramı
iade et. “ nereye istersen git ………… “ dedi ve yine engeli bastı.
sinirden tırnakları yiyiyorum o derece yani. internette araştırmaya başladım.
meğerse bunların bir çoğu, iddaa bayileriyle anlaşmalıymış. tutan kuponları
oradan alıp, üzerlerine isim yazıp fotoğraf ya da video çekiyorlarmış. eşek
kafam, iş bittikten sonra araştırsan ne olacak. sazan gibi atladık tabii.
ertesi gün kuzenle buluştuk. olan biteni anlattım ve 200 tl’yi biraz geç
ödeyeceğimi söyledim. o da bana baya güldü.
- “ lan sen saf mısın ya. bu üçkağıtçılara nasıl yem oldun. bu işi bedavaya
yapan yerler var, hiç mi araştırmadın? ”
- “ nasıl bedava len? “
- “ yahu, bazı internet siteleri var. adamlar sürekli takip ediyor ligleri,
takımları, maçları vs. her gün maçlar hakkında bilgi verip, kupon
paylaşıyorlar. o siteye girip, hazır kuponlardan oynasana “
- “ oğlum nereden bileyim yav. atladık sazan gibi işte “
amcamın oğlu ile vedalaştık ve eve geldim. internete girdim, “ hazır iddaa
kuponları “ diye aramaya başladım. ilk başta bahis oynatan siteler geldi.
kuponlar pek ilgimi çekmedi. baktım biraz aşağıda, iddaatahmin3 diye bir site
var. banko kuponlar, sürpriz kuponlar var. en çok da dr. iddaa tahmin var ki
bayıldım. böyle de reklam yapmış gibi oldum sanırım ama yiğidi öldür hakkını
ver demişler. hiçbir ücret istemeden, gayet güzel bilgiler veriyorlar. allah
yapanlardan razı olsun.
bu siteden ufak ufak oynarak güzel rakamlar kazandım. arada yattığım da oldu
tabii ama beleş sonuçta aga, adamlara bir şey diyemem. dakika 90+4’te, korner
atışında kaleci, kendi kalesini bırakıp kafayla rakip takım kalesine gol atarsa,
kaybedersin tabii.
işin özü şu: biri size mesaj atarsa ya da facebook, twitter, instagram gibi
mecralarda;
“ merhaba dostlarım çoğu kişi ev kirası, elektrik faturası, sufaturası, birde doğal
gaz faturası eklenince ödemekte hayli zorluk çektiği için tek umudunun kredi
kartı olduğuna inanıp tüm borçları krediye yüklüyor ama kredi kartı borcu
kurtuluş değil acı sonun sadece başlangıcıdır ben bu arkadaşlara (iddaa yoluyla)

yardım etmek isterim daha ayrıntılı bilgi almak için eklemeniz-mesaj atmanız
veya takip etmeniz yeterli olacaktır. “
bu mesajı görürseniz, kesinlikle kale almayın. adamların daha türkçeden haberi
yok. hepsi bu mesajı kopyalayıp paylaşıyor. ulan hadi kopyalıyon da, en azından
nokta ve virgül kullan.
size ücretli iddaa kuponu vereceğini söyleyen biri, kesinlikle dolandırıcıdır. sakın
ha sakın para kaptırmayın. iddaayı da küçük rakamlarla sadece hobi amaçlı oynayın. çok büyük
umutlara kapılıp da, cebinizdeki tüm parayı vermeyin. bu hikayemi de,
olabildiğince fazla kişiyle paylaşın ki, bu üçkağıtçılara kimse kanıp da para
yollamasın. hepinize bol şanslar.
bu arada konunun başlığı neden grinin 500 tonu diye merak edenler olabilir.
beni dolandıran adamın verdiği kupon 1’e 500 veriyordu ve yattım.
iddaatahmin3 sitesinden 1’e 500 veren bir kupon oynadım ve tam 1500 tl
kazandım. sonradan “ neden 3 tl yerine 30 tl yatırmadım “ diye pişman
olsam da, böylesi de güzeldi.

bu da böyle bir anımdır