iddaa

ciddi ciddi bir hastalıktır. günlerce ders niyetine iddaa çalıştığımı bilirim. iç sahada nasıl deplasmanda kaç gol yemiş. evinde alt mı bitmiş sonuçlar. ama o kuponu yaptıktan sonra tutsa da tutmasa da evde internet başında maçları takip etmek cidden büyük haz verir insana..
kupon yapıp sadece tek maçtan yatan şasıhların etrafta görüldüğü boş kutucukları doldurma oyundur.

(bkz: iddaada tek maçtan yatmak)
(bkz: dışına taşırmayın)
şuna verdiğimiz özeni, ilgiyi, nöronu möronu başka bir şeye versek bugün başkanlık sistemi yerine başka şeyler konuşurduk.

neyse sözümü geri alıyorum. biz malızdır; her şey güzel olsa yine gider boka sokarız burnumuzu.

kankiler topluca bir kupon mu doldursak napsak ya?
sanıyorum ki iddaa türkiye geldiğinde falan bende orta okuldayken
tanıştım. evet orta okuldayken çünkü o zaman 8. sınıf olmak iddaa ve
halı saha maçı yapmayı gerektirirdi. gazetelerden ve internetten takip
eder, sınıfta tartışır ve çıkışta oynardık, akşam kazananlar ertesi
gün gruba çay alırdı, evet sanki evde içmiyoruz gibi çay içme olayı
vardı birde, şimdi oturup düşününce ne kadar saçma olduğunu anlıyorum.
neyse ben 10 kupondan 7 sini tuttururdum ve bayada iyi paralar
kazanırdık. eskiden iddaatahmin.com'da ahmet abi vardı, sürekli 100 tl
ve üzeri oynanacak 3,5 oranlı banko kuponlar paylaşırdı. bende bizim
apaçilere söylemez oradan alır oynardım, görende adam bankocu hilmi
sanacak. şimdi iddaa oynayacak vakit yok, iş güç, çocuk v.s. o günleri
özlüyorum.
zalımların iddia ile karıştırdığı kelime.