ingiliz

asil duyguların insanıdır. krallık filan ya o bakımdan.

dişleri her daim çarpık ve kirlidir. fırçalamamak huyları.

bira ve pub insanıdır. dayan birayı gitsin. biraları çok çeşitli.

popo göstermeye bayılırlar. içtiler mi ya da etkinlikler (maç vs artık her neyse) popoyu göstermek için yapılır.

sanayi devrimi insanıdır. bunlar o limanlarda, fabrikalarda 2, 3 pence için çalışmasalardı sanırım metroyu endonezya icat etmiş olurdu.

özgürlük insanıdır. ama sömürge insanıdır da. gavurun özgürlüğü kendine göredir.

müzik insanıdır. çok seslinin bokunu çıkartır. beatles, queen filan daha niceleri.

futbol insanıdır. bir dünya kupası, birçok efsane futbol takımı. ama yine de gider ispanyola, italyana yenilir. işte burada yine götü açıyoruz.

filan falan...
kültürlü tabi adamlar, ingilizce konuşup, beş çayı içerler.
derileri adeta tül gibidir, içtikleri şarap gırtlaktan geçişi ile belli eder kendini.
arkadaş çevresi genellikle 1 alman, 1 fransız ve bizim temel'den oluşur.
bu 4 kafadar ortalarda mal değnekleri gibi dolaşıp dururlar. başları sık sık belaya girer.
aksanlarını yediğim , sarışınlarını ayrı sevdiğim güzel , asil insanlar. hiç kompleksli bir ingilizce tanışmadım şahsen , genelleme yapmak yanlış olur tabi ama benim hayran olduğum insanlar bütünüdür. tüm gün ağzını büzüştürerek fucking desin ben çişimi tutarım yine ayrılmam yanından.