intihar

her bireyin kendi kaderini tayin etme hakkı olduğu gibi yaşamının değerini, erdemini bununla değerlendirebilir. her kişi kendi yaşamı hakkında söz sahibi olduğundan türkiye'de uygulanmayan ötenazinin bu bağlamda önemi büyüktür.

varoluşçu albert camus'un intiharı felsefi açıdan değerlendirdiğinde, yaşamın yaşamaya değip değmediği sorunsalı üzerine odaklanmıştır. ancak camus bir intihar savunusu yapmaz, bunu felsefi bir sorun olarak irdeler; onun görüşü, insanın kendini öldürmesi mümkün olmasına rağmen yaşamak durumunda oluşuyla ilintilidir. sisypos söylencesi adlı kitabında camus, intihar ve saçma kavramları bağlamında yaşamı değerlendirir. hayat aslında yaşamaya değmeyecek kadar saçmadır, ancak bununla birlikte yaşamak gerekir, der albert camus.
selamlar yine ben, kediler konusunda herhangi bir problem yaşanmayacak merak etmeyin, o iki maskota sahip çıkacak çok insan var... eylül ayına kadar beklemekti niyetim ama sanırım başarılı olamayacağım
haksız mıyım bilmiyorum ama insan en çok sevdiğinden destek almalı ben ne maddi ne manevi desteği göremiyor aksine köstek görüyorum
ne anlamı var ki zaten
hiçbirinizi tanımıyorum ama hepinizi çok seviyorum sevgili dostlar en azından düşüncelerimi paylaşabildim en azından bir şeyler anlatabildim size
insanlar birbirini dinlemiyor artık
sabahın olmadığı başka günlerde görüşmek dileğiyle
intihar, sonucunun ölüm olduğunu bilerek, canlının kendisine yaptığı eylem. bireyin kendisine yönelik bir saldırganlık hali olan intihar davranışı, birçok şiddet davranışının aksine her yaştan kişiyi etkilemekte olup, bireyin bilerek ve isteyerek hayatına son vermesi olarak da tanımlanabilir.
bazen bu tanımlamalara da gerek kalmaz, intihar tek kaçış ya da kurtuluştur.
"sırça fanusun içinde ölü bir bebek gibi tıkılıp kalan insan için dünyanın kendisi kötü bir rüyadır."
nedense insanların hala aşırı küçümsediği, dikkate almadığı, dalga geçtiği korkunç gerçek.

son yıllarımın büyük bir kısmını intihara meyillilikle geçirmiş birisi olarak söylüyorum ki, gerçekten harekete geçmeme çoğu zaman yaşadığım olaylar değil insanların beni ne kadar umursamadığı oldu. intihar etmek istemek "ergenlik" ya da "ilgi açlığı" değildir, şunu bir anlayamadı toplum.

ve her zaman dedim, diyeceğim; her intihar %99 cinayettir, silahı tutan da toplumun ta kendisidir.
özellikle farklı cinsel kimliğinizden dolayı intihar etmeyi düşünüyorsanız ve bunu gerçekleştiremeye kendinizi yakın hissediyor ve bundan korkuyorsanız, ciddi şekilde yardıma ihtiyacınız var demektir. durumunuzu kendi başınıza çözmeye çalışmakla uğraşmayın ve zaman kaybetmeden size yardım edebileceğini düşündüğünüz kişi veya kurumlara durumunuzu açın. bu anlayışlı bir yenge olur, okuldaki öğretmeniniz olur, şehrinizdeki lgbt örgütü olur, becerebiliyorsanız bir psikolog psikiyatrist olur. en kötü bu sözlükten birilerine mesaj atın veya durumunuzu anlattığınız bi başlık açın.

lütfen eşcinsel veya trans olduğunuz ve bu durumla başa çıkamadığınız için intihar etmeyin. sizinle aynı durumu paylaşan milyonlarca kişi var bu dünyada. özellikle de yaşınız daha gençse hiç etmeyin zira yaşamınız özellikle genç yaşlarda çok hızlı değişebiliyor, bir sene sonra çok iyi bir noktada olmayacağınızı kimse bilmiyor. birilerinden yardım isteyin, tercihen bir erişkinden.
basılması için yayımcıya verdikten 10 gün sonra intihar eden yazar edouard leve kitabı.
yaşama iradesini gösteremeyen insanların, kısa yol tercihleri.
arkadaşlar selam, intiharı falan siktir ettim. öfkeyle yanıp tutuşuyorum. benim pesimist, depresif ruh halimden etkilenerek soğuduğunu düşündüğüm, bu yüzden benden ayrıldığinı düşünerek kendimi suçladığım sevgilim aslında 27 temmuz'dan bu yana beni aldatıyormuş. şimdi tüm hedefim yedi sülalesine kaymak.
anayasada olması gereken bir hak. gelirken onayının olmadığı bu dünyadan kendi kararınla gitmek yasal statüye alınmalı.
bazıları yaşamayı beceremez dünyada geçen her an zulüm gelebilir.