istanbul sözleşmesi

aydın diye geçinen kesimden iyice tiksinmemi sağlayan sözleşme.
biliyorsunuz bir süredir tartışılıp duruyor. geri kafalılar tarafından nasıl eleştirildiği ortada ama sözleşmeyi savunanların argümanlarına baktıkça deliriyorum.
sözleşmenin sadece kadına şiddete yaptırımı olduğunu, lgbti bireyleri kapsamadığını söyleyip duruyorlar. resmen hep bir ağızdan lgbti bireylere uygulanan şiddeti normalleştiriyorlar ve bir allahın kulu da kalkıp demiyor kardeşim olay şiddete karşı korunmaksa neden lgbti leri kapsamasın diye. hepsi hemfikir olmuş lgbti bireylere şiddet uygulanabileceği konusunda.
akpli kadınlar sözleşme üzerinden yine lgbtilere sataşmış.

"istanbul sözleşmesi'nin uygulanması gerektiğini ifade eden (akpli) kadın ve demokrasi derneği (kadem), eleştirilere yanıt verirken sözleşmede lgbti+'lara ilişkin kısmı "tehdit" olarak niteledi."

https://www.gazeteduvar.com.tr/kadin/202...
11 mayıs 2011'de istanbul'da imzalanmış olan kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin avrupa konseyi sözleşmesi... lgbt+ bireylerin özgürleşmesi kadının özgürleşmesine de bağlıdır. önemlidir.
bugün ülkenin dört bir yanında gerçekleşen yürüyüşlerin sebebidir. bu yürüyüşlerde kadın polislerin orada bulunmalarına bir şey diyemem açıkçası sonuçta emir kulular ve bir aileleri, bakmalarından sorumlu oldukları insanlar vardır ancak yürüyüşteki kadınlara saldıran, vahşice saçlarından tutup çeken kadın polislerin var olması cidden acı verici. oysa orada yürüyen kadınlar, akşam o kadın polis eve gidip eşi şiddet uyguladığında ya da öldürdüğünde onun sesin olmak için yürüyen kadınlardı.
kazanılmış hakların, geri alınma çabasıdır, ama o kadar ki ses ve tepki gelmiş olmalı ki , sadece o da değil, zaten kendi aralarında da bölünmüş durumdalar, oğlu istanbul sözleşmesini reddederken, kızı istanbul sözleşmesine sahip çıkmaktadır. dikkat çekmek istediğim nokta istanbul sözleşmesidir.