kahvede yaşanılan ilginç veya yaran diyaloglardır,

misal:

lise zamanlarında aç susuz beş parasız geçirilen ancak sigaradan çaydan ve (bkz: batak)tan vazgeçilmeyen zamanlardır.

yine böyle bir gün arkadaşlarla batak atmaya bir kahveye gidilir.

dört arkadaşın dördü de açtır ve kimsede doğru dürüst para yoktur.

kahvede en ucuz fiyata sahip yiyecek olan kaşarlı tost cepteki bozukluklar ile iki tane alınabilecek durumdadır.

neyse grup içinden seçilen sözcü kahveci dayının masaya gelişiyle o istek belirtilir.

sözcü: s
kahveci dayı: k

s- dayı biz iki tost istiyoz
k- olur, neli?
s- ikisi de kaşarlı
k- tamam
s- yalnız dayı çok açız da doyar mıyız?
k- orasını bilemem
s- dayı tostun büyüklüğü ne kadar

ve beklenen soru gelmiş gözler dayıya çevrilmiştir.*

kahveci dayı kolunu kaldırır, kazağının kollarını sıyırır ve diğer eliyle sıyrılmış olan kolun dirsek hizasına bir vurgu yaparak ''aha nah bu gadar'' der

kimse dayının suratına bakıp kahkaha atmamak için içinden sırıtır ve sözcü arkadaşın ''hıı tamam o zaman .s.s.s'' demesiyle dayımız gider.

not: tostun boyutu ve lezzeti hakkında hiç bir anım yok ancak kolun amazon ormanları gibi kıllı olan o görüntüsü yıllardır beynimden çıkmaz