artık kedi sahibi olup bir de kedilerimden bir minnak kız torun sahibi bile oldum. kulakları kıvrılıyor yavaştan scottish fold olacak sanırım bu da annesi gibi. rengi de tortieshell, 4 renkli ve nadir rastlanan bu çirkin evimizin yeni üyesi.

şu an kedim yok ve şartlar gereği bir süre daha olmayacak. zaman içinde kedilerim olmuştu. ailemde de kedi besleyen çok insan var. bu kedilerden bazılarının adları şöyleydi: fadiş, mimi, carina*, tırmık, arabişko*, nuri sesigüzel*, pufkin*, nişantaşlı, beşiktaşlı...

ben nereye o oraya aşığım sanki dışarı çıktığımda psikolojisi bozuluyor benden başka kimseye dokundurtmaz kendini birlikte duşta alıyoruz

sahibi olan şahıs harbi iri yarı 'bear' ise o kediler yanlarında çük gibi minnacık kalacaktır.

dört kedi, bir deli ve bir de ben. toplam hane nüfusu altı. mutluyuz.
hayvan sevmeyen insan sevemez diye düşünüyorum.

bende de cosmo var. astral ile tanıştırsak mı ki ne..

edit: cosmo dişidir

hayatımın sonuna kadar hayatıma dahil olabilecek tek erkek olan " astral"im ile beni de sayın..

ama şunu hatırlatmakta fayda var, bir kediye asla sahip olamazsınız, o sizi himayesine kabul eder..

başlık yanlış açılmış. kedi ya da kedilerin sahipliğinde yaşayan bearlar olmalı.

şuan göğsümde yatıp çenemi yalamaktadır, kedi babası olmak marifettir.

edit: evin içinde adeta bir bit gibi ben nerde isem yanımda olur. asla kimseye sevdirtmez kendini, çok nadir yaklaşır başkalarına. bazen köpek gibi davranıyor; söz dinliyor ve dediklerini anlıyor gibi. çok kıskanç, elimdeki telefona kafa atıp düşürür, labtopun klavyesine gelip bi anda oturur uzanır. hassas bir şahsiyet kızdığında bağırdığında maximum 1 saate yakın küs kalmaya çalışır, göz temasımız ile küslüğümüz sona erer. ılginç bir şekilde çok iyi anlaşıyoruz, aramızda bir iletişim var.

edit 2: bizim kız ağustosta 5 tane bebek verdi. bebeklerin hepsi ayrı bir güzeldi, kimisi kulakları kimisi rengi kimisi gözleri hepsinde farklılıklar vardı, birbirinden güzeldi. anne baba gri olunca onlar da griydi, daha sonra evde 6 kedi olmuş oldu. alanlarını kısıtlasam da evde sürkeli bir terör estirme vardı. hakkaten çok kediyle de beraber yaşamak zormuş, benim durum farklı oldu tembel anne bebeklerine tuvalet eğitimi vermedi hepsi de canı nereye isterse yaptılar, sahiplendirme kısmı en zor süreçti benim için.. neyse ki güzel güzel seçe seçe verdim. hangisi kimde çok iyi biliyorum arada sırada arayıp tehdit ediyorum sahiplendirdiğim kişileri "bakamazsanız ben alır bakarım sakın kimseye vermeyin" şeklinde. daha sonra anneyi kısırlaştırdık. huyu değişti daha bi duygusal oldu. hafiften toparladı hamilelik döneminde çok kilo vermişti prensesim şimdi daha iyi kısırlaştırmanın da etkisi ile biraz kilo aldı. iyiyiz çok şükür onu çok seviyorum.

kedi candır. aileden biri olmayı öylesine başarır ki, doğum gününü bile unutmaz, en sevdiği mamayı alırsınız hediye olarak. kendisine buradan selamlarımı gönderiyor ve ' seni çok seviyorum teddy' diyorum.

oğlum küllük ile birlikte +1 olarak olaya dahil oluyoruz

ben.ölüp bitiyorum,bayılıyorum ona. hatta ben aslında kedi sahibi değil kedi insanıyım. ben onun insanıyım yani beni parmağında oynatır. mama yerken sırtı okşanmaktan çok hoşlanır ve ayağa kalktığım her an mama kabının başında çılgın tacizleriyle "önce benim mama,sonra senin işin" yaptırımını uygular. oynamak ve sevilmek istediğinde yanına oturup patisiyle bıkmadan usanmadan dürte dürte miyavlar,görmemezlikten duymamazlıktan gelemezsiniz sapık gibi taciz eder ama çok seviyorum çok. bu günlerde ona bir kaç gün bakacak birileri yok ya hayatımda tek derdim bu sözlük :))

o ben değilim. olmayı da düşünmüyorum.

ben ben.

insanı elmayra yapıyorlar,sarılıp sarılıp bırakmıyosunuz

3 tane erkeğe sahip olarak katıldığım durumdur. gölge, ceset ve sarı (evet.. evet.. çok yaratıcı değilim.) hepsini bir yıl aralıkla sokaktan buldum. hepside şans eseri. bebeklerim onlar benim. önce onlar sonra ben. akdfjsdşg

ben besliyorum. adı heja '' pek kıymetlidir. evimin erkeği atası odur.

4.5 yaşında bir oğlum 3 yaşına girecek olan bir de kızım var. ikisini de sokaktan evlat edindim. oğlan ilk geldiğinde market dönüşü ayağıma dolanmıştı tüyleri yumuşacıktı 4-5 aylık falan. öyle sevimli öyle tatlıydı ki anne olur alalım ben bakarım mamasını ben alırım falan diretmiştim. o zamanda askerlik yeni bitmiş ağır bir ameliyat geçirmişim kırmadılar beni. kızı da 3 günlük iken onu yemekte olan bir kedinin ağzından aldı annem boynunda diş ve kan izleri gözleri bile tam açılmamıştı.

veterinere koştum götürdüm bizimkiler kıyamet tabi 2.sine nasıl bakarız olmaz falan. biraz büyüsün internetten sahiplendircem dedim ehehe sahiplendiremedi =) kızı çok seviyorlar o da sevdiriyor kendini acayip zeki. bildiğin konuşuyor muhabbet ediyo senle. 2 ay uykusuz gittim işe gece kalkıp biberonla besledim 2 saatte bir altını temizledim. tuvaletini ilk kez kuma yaptığında ağlamıştım sevinçten. anlayamazsınız. şimdi büyüdüler tabi geçinip gidiyoruz onlarla. eve ne zaman moralim bozuk gelsem iki mıncıklamayla tüm stresi alıyorlar. kediler güzeldir bütün hayvanlar güzeldir. kedi seven insandan korkmayın zarar gelmez.

naylon torbaya koli bantı sararak hafif bi top yaptım, bi sağa bi sola topa vura vura koşturuyor kendisi. sonra turu benim yanımda tamamlayıp ağzında topla geliyor, topu atayım diye bekliyor. atmamla 3 metre uzun atlayış yarışlarında müthiş bir performans sergiliyor. işte bu benim kedim.

bir iran kedimiz var. annemin kedisi, yani kız kardeşim oluyor bu durumda. bi kere doğum yaptı. 5 yavrusu oldu ama 3ü yaşayamadı. diğer ikisi de bembeyaz renkli gözlü iran kedisiydi. çok güzellerdi. ama bir türlü tuvalet eğitimini veremedik. istedikleri yere yapıyorlardı. neyse ki veterinere verdik. evde bi tane olması en iyisi yoksa çok yaramazlık yapıyolar.