pisinge

hoş geldin sestra. * benim gibi o da kara melek fanı.
üç sütun üstüne kıpkırmızı haykıran puntolarla yazıyorum buraya, gördüğünde gülümsersen hayat da en az bu kelime kadar güzeldir beybi:

hoş geldin.
zazacada 'kedi' demektir. benim hayatımda ise 'bir ömür de benden olsun!' diyeceğim bir kaç insandan biri, kalemi zihni kadar kesin sözlük yazarıdır... iyi ki gelmiş, her yere olduğu gibi sözlüğe de hoş geldi!
hep "pis inge*" olarak algıladığım nick.
ulrike açıkladı da anlamını içim bir hoş oldu.*

tanım: takip edilesi bir kedi-yazar.
pişo pişo çawa te kor biye pisike reşo * *derdi biri çocukluğumda yaramazlık yaptığım zaman o günleri hatırlatan yazar.hoş geldin.ona aldırma sen moskovaya gitmene gerek yok dünyanın her yeri bizimdir.biz insanlar ve siz kediler sınırları kaldıralım.
dili sivri kadın yazarlardan. birçok ortak noktamızın olduğunu sohbetlerde farkettik, fakat bir anda ankara konulu sohbetlerden uzaklaşıp gündemi eleştirmeye gelince yollarımızı ayırıverdik. yazdıklarını takip ediyorum tabiki, kendi deyimiyle oldukça hümanist, adil, eşitlikçi, ezilmişlerin yanında, ezenlerin düşmanıdır. büyük ihtimalle sınıflandırdığı sizli bizli kavramlarından bir köşeye kendini bir köşeye beni koymuştur. halbuki aynı yollardan, aynı okuldan, aynı sıralardan geçtik. en azından kendi dönemimizi dikkate alırsak...

aynı çerçevede, çizgisinde yazacağından eminim. ümit ediyorum ki arada siyahların hakilerin yerine diğer renklerin de farkına varır ve bizi şenlendirir. * * * *
"yol uzun, güzergâh zorlu; ne demeliyim?
zarif kardeşim benim,
seni aldım yanıma, ikizimi almış yürüyor gibiyim."
görüşleriyle/fikirleriyle hemfikir olduğum yazar. bir gün birini vekil tayin etmem gerekirse aklıma ilk gelecek olan kişi.
yazdıklarıyla sözlüğü güzelleştiren, severek takip ettiğim değerli yazardır.
homojen dergi'ye katılıp, ilk olarak halam geldi filmini yazan yazarımız. okunması tavsiye edilir.

http://homojen.ayisozluk.com/bir-cocuk-gelin-gercegi-halam-geldi/
editör olduğunu şimdi öğrendiğim yazar, kesinlikle özel bir kadın. ondan öğreneceğim çok şey var. dilerim sözlükte daima görebiliriz.
vaktin birinde "zarif kardeşim benim" demişim. sonra araya birsürü, birsürü başka vakit girmiş. insan, zaman karşısında cidden aciz olabiliyor.
bilmiyorum be, canım pisinge, zaman çok çabuk geçiyor.

dibine kadar konformistliğimizden olsa gerek, ayırdında olduğumuz çok şeyi de es geçiyoruz:
- hâlâ sabah-akşam çalışıyoruz iki kuruş için,
- hâlâ "e ararım/yazarım bir ara" dediğimiz insanları erteliyoruz,
- hâlâ o ceketi sırtımıza atıp gidemiyoruz,
- hâlâ yollarda yitip gitmiyoruz.

gitsek, oysa, sanki her şey düzelecek.
düzelir mi sence?


bak, amed'de yaza nazire yapan bir gece var. ne güzel esiyor efil efil bu rüzgâr! benim saçlarım rüzgârda uçuşmaz. sen olsan burada, senin saçların uçuşurdu oysa; ne güzel. saçlarını uçuşturan rüzgârı da severdim.


bilmiyorum be, canım pisinge, insan bazen görmediklerini de özlüyor.


türküden-mektubunu aldım.

vakitlerin birinde de yaşar miraç bir şiir yazmış -illa ki bilirsin. "lacivert bir ülke"den bahsetmiş. bizim lacivert ülkemiz neresidir sence?

özlediğim yazar. çok yoğun olduğunu öğrendim. kolaylıklar diliyorum ve az da olsa uğramasını temenni ediyorum.

homojen dergi'nin son sayısı için bir masal yazmıştır ki okumak çok lazım gelir.

http://homojen.ayisozluk.com/zulmun-artsin-ki-tez-zeval-bulasin/
dünyalar tatlısı bir yazar olduğunu düşünüyorum, umarım sözlükte arada entry okurken onunkilere geldiğim zaman durup tebessüm edişimi bir gün öğrenir. seni çok seviyorum ve bu sebepsizce.