sıdıka

sıdıka'nın yayınlandığı yıllardaki mutluluk ve masumiyet hiç fark etmeden kayıp gitti şu canına yandığımın dünyasından. şimdi bakınca; sislerin ardına saklanmış, asırlar öncesine ait birer anı gibiler adeta. istiklâl'in dar dükkânlarından süzülen fransız melodileri, meraklarımız, iç çekişlerimiz. neredesiniz? sıdıka'nın buklelerine mi saklandınız? armut mu yoksa elma mı desem çıkarsınız?