trainspotting

benim için bu tip filmler arasında a clockwork orange * ve requiem for a dream arasında bir yerdedir. senaryo walshin filmle çok alakalı olmayan romanından john hodge tarafından gönderme şeklinde uyarlanmıştır. film sahnelerinde uyuşturucu alan kişilerin beynindeki halisülasyonlar yer alır. bu sebeple uyuşturucuya özendiriyor diye bir dönem yasaklanmış, piyasada korsanı bile bulunamamış, üniversitelerde * derslerde gösterimi yapılmıştır.

not: lou reed perfect day şarkısını o kafayla dinlemeyi öğretmiştir.
uyuşturucu temalı filmlerde , requiem for a dream den sonra benim için ikinci filmdir, özellikle tuvaletin içinden denizlere açıldığı o muhteşem sahne uyuştucu kafasının en muazzaam resmidir dünyaya bir bağımlının gözüyle bakmak istiyorsanız izlemelisiniz.
--- spoiler ---
iskoçyalı olmak boktan bir şey. biz en altın da altındayız. kahrolası dünyanın pislikleriyiz. en zavallı, perişan, aşağılık, boktan, medeniyetteki en boktan insanlarız. bazı insanlar, ingilizlerden nefret eder. ama ben etmiyorum. onlar sadece aptal insanlar. öte yandan, biz aptal insanlar tarafından sömürgeleştirildik. bizi sömürmeleri için daha iyi bir ırk bulamazdık. ibneler tarafından yönetiliyoruz. çok boktan bir durum, tommy. ve dünyadaki tüm temiz hava bile bu gerçeği değiştirmez.
--- spoiler ---