denilecek her şey denmiş, sadece diyebilirim ki aslında bizde de çok yaratıcı senaristler ve dizi yazarları var, ama türk televizyonu denilen mevhumda dizi sürelerinin giderek uzun metraj film süresine evrilmesi nedeniyle yaratıcı bir damar bulunsa bile üç bölümde üç filmlik senaryo çıkarmaya can mı dayanır tıkanıp kalıyorlar haliyle. yabancı dizilerde 5-6 epizotta işlenen konu bizde bir bölümde işleniyor. senaristler de haklı saçmalamakta. bunun dışında izlenmesi için birtakım klişelere başvuruluyor, mesela bir karakterin yaralanıp hastaneye düşmesi 5 bölüm kurtarıyor, ölmesi 5 bölüm kurtarıyor, mevlidi de 5 bölüm kurtarıyor, onu öldürenin hapisaneye girişi 5 bölüm kurtarıyor, hapisane günleri 5 bölüm kurtarıyor, kurtulması 5 bölüm kurtarıyor, oldu sana bir sezon. bir senarist (tomris giritlioğlu) türkiye'de dizi izlenmesi için formülün hastane ya da hapisaneden geçtiğini söylemişti. senaryo sıkışınca hoop bir hastane veya hapisane sahnesi yazıyorum bir süre idare ediyor demişti. ayrıca çok uzun süre senaryo yazınca bazen öldürdüğüm karakterleri öldürdüğümü unutup diziye geri getirdiğim oldu da demişti.