türkiye'de halkın aydınları aşağılaması

türkiye'de aydın kisvesi ile halkın "iyi ya da kötü" değerlerine saldıran, hor gören çok insan var. e bunun da toplumda doğal bir sonucu var. ne bekleniyor? aydın yaaa, gözlerimiz kamaştı. bizim aklımızı başımızdan aldı da bize kim olduğumuzu unutturdu. aydın, eski teraneleri tutturan değil yeni şeyler söyleyendir. yeni alanlar açıp sorunlara neşter vurandır. gayrısı aydın maydın değil okumuş eşektir. görünen o ki turkiye'de bu oran yaklaşık yüzde yüzdür.
ülkede üç toplumsal bölüm vardır: burjuva, küçük burjuva ve prekarya. proleterya diye bir şey yoktur bu topraklarda. sözde işçi savunucuları köşede ağlayabilirler.

prekarya, bir sınıf olarak gericidir. çünkü varoluşu anaparaya, anapara devlette ise devlete bağlıdır. yani şu anda bütün gününü kahvede oturmakla geçiren ebubekir sıddık bu iktidarı kendisinden bile çok savunacak, çünkü devletin küçük burjuvayı vergi adı altında yağmalayarak kendisine yolladığı kutu kutu erzak olmasa, kafasına taktığı şapkayı sikine takamadığı için yaptığı on beş çocuk için cezalandırmadığı gibi ödüllendirilmese, olduğu ezik kişi için toplum içinde hor görülse aslında ne kadar değersiz, önemsiz ve ezik karakterli bir insan olduğunu fark edecek.

bugün aldığınız alkol ve sigara için cizye ödüyorsunuz ki ebubekir sıddık bütün gün kahvede çay içebilsin, yüzlerce vergiyi veriyorsunuz ki, sizden yağmalanan maaşınızın yarısı, hatta daha fazlası oy karşılığında başkalarına verilsin. ebubekir sıddık kahvede otururken, siz onun gibi milyonlarcasının hayatını finanse ediyorsunuz. hatta belki şartları sağlayamayacağınızdan dolayı zaten 1 - 2 tane olacağınız çocuğunuzu da yapmıyorsunuz.

onlar sizin gibi pembe götlülere gülüyor. söyle güzel kardeşim, gülmesin mi? sizi aşağılayınca zaten 'ama onlar da eziliyur ya' diye kılıf bulmayı biliyorsunuz zaten, boş verin siz.

ayn rand'ın dediği gibi: 'gerçekleri görmezden gelebilirsiniz, ama gerçekleri görmezden gelmenin sonuçlarını görmezden gelemezsiniz.'