unidentified fliying objects kelime dizisinin baş harfleridir. anlamı tanımlanamayan uçan nesne.

taş bulunup atılmalıdır.*

küçükken yediğim çikolatalı draje markası idi. bonibonun rakibi idi.

amerikanın new mexico eyaletinde bu yıl şubat ayının ilk günlerinde rastlanmış ve ilk kez bu kadar yakından görüntülenmiş açıklanamayan uçan nesnedir. gerçekliği hala tartışma konusu olan bir durumdur.*



http://ww2db.com/image.php?image_id=5361

2 defa iletişime geçtiğim * diğer canlılar. koskoca kainatta sadece siz varsanız sanıyorsunuz değil mi? *

efendim,
çok bir panik olmamakla birlikte bir hassiktirlik durum olmuştur. zaten küçük yaştayken kendilerini hep merak etmiş, konuşmak istemişimdir. ancak, bu agnostizm gibi birşeydir. çünki, var olup olmadığını tanımlayamadığınız bir şey ile iletişime geçmek istiyorsunuz. gerçi, kutsal kitapları da bir kaç kez okuduğumda çıkarttığım sonuç evrende yalnız olmadığımızdır. sadece soyut varlıklar değil * somut varlıkların da varlığından bahsedilmektedir. bu da hep bir umut ışığıdır.

fiziksel olarak uzayın sonsuzluğundan yola çıkıp, son bulgular ile artık bir çok gezegende fosil bakteriler de bulunduğunu hesaba katarsak en azından börtü böcek var lan işte.* ancak, gelişmiş organizmalar ile karşılaşmakta mümkün pek tabi.

bu gün nasıl ki, insan oğlu kaynaklarını tüketmiş ve yerleşecek/gidecek başka diyarlar arıyor ise gayet tabi başka gezegendeki veya boşluktaki canlılarda kendi mantık ve teknolojik imkanlar dahilinde yeni kaynak veya yaşam alanı aramaya çıkmış olabilir.

vel hasıl, tarih 13 ocak 2003. doğum günüm. bu yüzden unutmam. akşam, bizim terasta kutlama var, hazırlık yapılıyor. henüz hava kararmaya başladı. ve tam da hava karardığında annem bahçede kalan bir kaç zerzavatı ve zemin kattaki mutfaktan bir kaç birşeyi istedi. almak için aşağıya indiğimde uzak da bir hışırtı ve ışık haleleri gördüm. şimdiki aklım olsa götüme vura vura kaçarım ya o zaman çocuğum tabi, üstüne üstüne gittim.

bize ait olan bahçeden çıkıp son sıradaki villaların bahçesine daldım ki. ananı sikim! 1.50 boylarında insan gibi görünen ama fimlerdeki tanımlara da benzemeyen iki canlı. solum yapar gibi bi hali vardı. hiç konuşmadı ama bir şekilde iletişim kurabildik. sanki ben düşünüyordum yada onunkiler benimkine karışıyordu. anladığım bir şey aradıkları, korkmamam gerektiği, sadece ziyaretçi oldukları ve panik yapmamam gerektiğiydi. öyle de oldu. ardlarını dönüp gittiler... ben de eve girdim görüme vura vura. annemlere anlattım ancak inanmadılar. hatta sonra ben de inanmadım.... taki ikinci olay gerçekleşene kadar.

tarih, 13 şubat 2009. sevgililer gününden bir gün önce. o zamanki sevgilimle 11 şubatta istanbul'a gelmiştik. * sabah 4 gibi sıraselviler lush'a girdik. odamıza çıktı. oda kapasını kapattık. ben direk tuvalate girdim. çıktığım zaman edouard yoktu. ve odada onlar... yine aynı iletişim şekli, zihinden: evet, biziz. endişelenme gidiyoruz. sadece panik yapma ve deşifre etme. kapıya arkam dönük durumdaydım. tak, kapı çaldı refleksle kapıya baktım, kafamı çevirdiğimde yoklardı... kapıyı açtım benimki... bişi unutmuş lobide çıkarken... anlattım inanmadı tabi. yorgunsun vs. dedi... geçiştirdik unuttuk gitti.

ancak şu an da dahil olmak üzre ne zaman bu konulardan bahsetsem, garip bir şekilde sanki bozuk çeşme gibi gözlerimden yaş akıyor. ağlamak gibi deil. sanki suyu biri açık unutmuş... garip bi his.

amerikalıların 2.dünya savaşında, almanların gizli bilgilerine ulaşması sonucu ürettiği gibi teoriler vardır hep, almanya 2.dünya savaşını kazansaydı işte o zaman kesin olarak emin olabilecektik belki de varlıklarından!
(bkz: hitler 2.dünya savaşını kazansaydı ne olurdu)

su altında, su yüzeyinde, suda görülenine uso denir.

kısa sürede üne kavuşup, ardından ismini unutturan infrared ısıtıcı markası.