insanın asabını bozup sinir krizine sokan fakat bir kez başlayınca oynamayı bi türlü bırakamadığı oyun ( en azından benim için ). o boşlukların hepsi dolacak!
ne yapılır bilmem de şunu biliyorum işkembeciye götürülmez :(. arkadaşımın 2 sene önce buluştuğu adam arkadaşımı işkembeciye götürmüştür ve adamın adını 2 yıldır işkembe ile anmaktayız.
bir de kutlamadığın takdir de geri dönüş olarak darılma, gücenme ve triple karşılaşabilirsin. şöyle de bir durum vardır ki bana asla yapılmamalıdır çünkü kendi doğum günümü bile kutlamam doğum günlerinden nefret ederim
bekarlığın bazen daha da ötesi kabaca saplığın ispatıdır. pazar sabahı kişiyi oral seksle uyandıran benim gözümde ilahdır, romantikliğin, seksiliğin dibine vurmuş kişidir. onun yerine kahvaltı hazırlarsa o kadar mutlu edemez beni mesela...
yıllardır gitmek isteyip gidemediğim bar. içinde bearların ve olgun erkeklerin çokca bulunduğu söylemlerini aldım hep. arkadaşlarımın sırf tek yön için beni istanbula götürmeye çalışmışlıkları vardır. çok sayıda kötü yorum olmasına rağmen izmir'deki gay ''bar'' dan daha iyi olduğuna inanıyorum. ayrıca bearlar ve olgun erkekler diyosun. kendine gel gidilmez mi ilk fırsatta gidicem
olayın abartı seviyesini de geçmesidir. keşke suriyeli mülteci olsaydım dedirten olaydır üniversite okuyan öğrencilere. duyumlarıma göre ücretsiz yurt ve bize verilen ''kredi''nin 2 katı kadar burs alıyorlarmış. ( bize verilen kredi bu yıl 330 lira olmuştur ve katıyla geri alınacaktır 4 yılın sonunda.)
ilk sezonu izledikten sonra 2. sezonu dört gözle beklediğim ama beklediğimi bulamadığım dizidir. nasıl anlatsam o küçük paddy'i elime geçirsem saçını başını yolucam ne demek yuva yıkmak ha ne demek paddy açıkla diyerek. ayrıca en çok güldüğüm sahne ise oyun fuarında ki engelli arkadaşın patrick'le dalga geçtiği sahne olmuştur. ''onun seksi olduğunu mu düşünüyorsun? neden o zaman aynanın karşısında kendinle sevişmiyorsun?'' tarzı bir cümleydi kendileri. twin sisters...
ayı sözlüğe üye olmamı sağlayan entry.
şu an 21 yaşındayım ve ilk ilişkimi 18 yaşındayken 36 yaşında bir adamla yaşadım. o gün bugündür ben büyüttüm bu 30 yaş üstü olgunlaşamamış cağğnııım türk erkeklerini. sıfatına baksan adam dersin ama değillerdir. meselam başka biri bana bakıyor diye birbirimize mi girmedik. ben senden ayrılıyorum dediğimde intihar mı etmediler. gelip gelip omzumda mı ağlamadılar. daha nicesi... şu anki sevgilimden önceki şahsiyet kompleksler kraliçesiydi meselam. her yerde ben şurda müdürüm şu kadar maaş alıyorum şu müzikleri dinliyorum.... vs vs.. anlatır dururdu insanlara. ( hiç bir zaman sevgili olmadık 8 ay takıldık kendisiyle). ben bundan bıktım ve bi gün dedim ki olmuyor beybi bitsin yıprattın beni!. ayyyy kardeeeş demez olaydım adam başladı saydırmaya sen böyle karaktersizsin şöyle komplekslisin vs.. vs.. en son peki cağnııııım haklısın diyip kapatmıştım telefonu. üstünden 1 yıl geçti hala küründen seni rüyamda gördüm iyi misin diye mesaj atıyor :). neyse diyeceğim o ki her 30 yaş üstü olgun, her 30 yaş altı veled değildir...
olayın abartı seviyesini de geçmesidir. keşke suriyeli mülteci olsaydım dedirten olaydır üniversite okuyan öğrencilere. duyumlarıma göre ücretsiz yurt ve bize verilen ''kredi''nin 2 katı kadar burs alıyorlarmış. ( bize verilen kredi bu yıl 330 lira olmuştur ve katıyla geri alınacaktır 4 yılın sonunda.)