turkmenbeyi

Durum: 4 - 0 - 0 - 0 - 08.08.2023 14:24

Puan: 40 - Sözlük Kezbanı

10 ay önce kayıt oldu. 13.Nesil Yazar.

0

turarkadasi.com

ağaçların arasında tavşan gibi üreyen kavruk insanlar görmeniz olasıdır. hatta sizi çadırınızdan zorla çıkarıp bağıra çağıra sikişedebilirler.

i walked with you a ways

zorla aile planlaması yaptırılan ama bütün hayatları hayvan gibi sikişmek olan, hatta ve hatta öğrenci yurdunda bile bağıra çağıra sikişenlerin ah oh seslerinden hallice şarkıdır.

efemerid

ay ben de kimi muhatap almışım ya! allah benim belamı versin de kurtulayım.

efemerid'in türkiye'de suriyelilerin sürekli üremesine ilişkin mütalaası

insan hakları elçisi efemerid'in uzman mütalaası ektedir:

"zamanında zorla bunlara aile planlaması anlatmak zorunda kalmış biri olarak söylüyorum, asla ve asla üremeleri durmayacak. öğrencileri yaka paça atıp aldıkları yurtta bağıra çağıra sikiştiler bunlar. çünkü hayatları bunun üzerine kurulu. kadına korunmayı anlatıyorum, en azından takvim yöntemini kullansın diye koca ajandada sevişmeyeceği tarihleri işaretliyorum kadın bana diyor ki "nasıl yani gece karılık görevimi yapamayacak mıyım?" aptalların seksi bile gece yani çünkü rutinleri bu, erkek işten gelir ayakları yıkanır yemek yenir bulaşık yıkanır çay içilir sikişilir. dünyaları bu yani bir hayvandan farksız, sevişmiyorlar sadece ürüyorlar. erkeğe anlatıyorum "no kondom noo" diyor. bunlara 21.yüzyılda dışarı boşaltması gerektiğini anlattırdı devlet zorla. sonra siktirdim zaten bunlar tavşan gibi arkadaşlar sizin bizim gibi değiller, üreyecekler adapte olmayacaklar ve gidip kendi topraklarında üremeliler. iyice sinir doluyorum bu konuda."
#431036

efemerid'in türkiye'de suriyelilerin sürekli üremesine ilişkin mütalaası

jdfskl bu ne lan
hayvandan farksız kısmı ile cidden ümit özdağ’la ortaklık kurulabilir.
hatta ümit özdağ bunun altına imza atar.
e sizin iyi anlaşmanız lazım lan niye kavga ettiniz ben anlamadım jdfskl

edit: acaba ümit özdağ’a haksızlık mı ettim lan o bile hayvan benzetmesi yapmadı galiba :))

akp'nin iyice homofobik bir çizgiye gelmiş olması

bunu sadece bir seçim ya da kitleleri konsolide etme politikası olarak görmemek gerekiyor, aksi halde pek çok konuda muhalefetin düştüğü hataya biz de düşebiliriz ve sonu bizim için asla iyi olmaz.

evet türkiye'de muhafazakarlık her daim var oldu, bu hemen 20 senede oluşan bir fenomen değil, kimilerinin iddia ettiğinin aksine salt soğuk savaşla oluşan bir şey de değil, belki o dönemler ve ılımlı islam projesiyle bir nebze daha köpürtüldü ya da önü açıldı, bu kadar, ama her zaman bir karşılığı ve potansiyeli vardı zaten. ancak bu muhafazakarlık doğrudan fundamental biçimde islamcılığa dönüyor ya da döndü. ama sadece bir iktidarın içeride yaptığı hareketle de açıklanamaz, bu dünyada da sürekli yükseliş yaşayan bir fenomen. yani akp homofobiyi artırdı ancak dünyadaki neredeyse tüm sağ partiler de aynı anda artırdı, birbirine karşıt gibi görünseler dahi abd'deki evanjelistleri, yahudi köktendincileri ya da türkiye'deki islamcıları birbirine yaklaştıran bir şey var, nerede olurlarsa olsunlar hemen hemen aynı söylemleri birbirlerinden kopya ediyorlar, bir de buna "seküler" görünümlü bilimsel ırkçılık tayfası da ekleniyor. değerler farklı ama söylemler ve düşman her yerde aynı, bunu da görmek lazım, küresel çapta lgbti+ kazanımlarının kadınlarla da eş zamanlı olarak geriye düşeceği bir aralığa girdik. bu sürekli böyle gider mi? kesinlikle hayır, geçmiş dönemlerde de kazanımların kaybedildiği aralıklar oldu, ancak yine de zor bir dönem bizi bekliyor burası kesin.

tekrardan içeriye döndüğümüzde. lgbti+ görünürlüğü akp'nin istediği programları eksiksiz uygulaması için bir koza döndü. yani ne zaman lgbti+'lara karşı bir söylem geliştirilse hemen diğer "seküler" kesimlerden bir destek toplanıyor, bu nefret örgütleniyor sonra ise bunun bahanesiyle hemen dinci bir program çaktırmadan geçiriliyor. istanbul sözleşmesi bu kozla ortadan kalktı, şimdi yeni bir sansür yasası da homofobik bahanelerle geçecek, yani ne zaman homofobik söyle kamuoyuna pompalansa arkadan geçirilenlerle toplum daha da dinselleştirilecek.

ama burada başka şeyler de olmalı, yani düzen dışı bir parti bir şekilde belirli sınırlar dahilinde sesini duyuruyor, bir sendika hala eylem yapabiliyor ya da çevreciler vb. ancak lgbti+'lar ne zaman sesini çıkarmaya çalışsa devlet tüm baskı araçlarıyla birlikte oraya saldırıyor. bu biraz daha deşilmesi gereken bir durum, yani şu anda istiklal'de yasadışı bir örgütün sloganlarını atabilirsiniz, elbet devlet oraya da uğrayacaktır ama bir biçimde yaparsınız bunu ama eşcinselliğe dair en ufak bir toplanma şansınız yok, istiklalde örgüt propagandasından müdahale yeseniz bile ikinci durumda siz daha istiklale giremeden sizi alıyorlar. burada özel olarak bir yok etme girişimiyle karşı karşıyayız.

buradan sonrası için emin değilim, birbiriyle çelişen fikirler atacağım ve açıkçası okumalarıma da çok güvenmiyorum sadece kafamdaki sorgulamayı yazacağım. herhangi bir makale, kitap ya da teorik bir önerisi olan olursa seve seve kabul ederim.

1-bir soykırım süreci yaşıyor olabiliriz. eşcinselleri önce toplumdan dışlama ama bununla yetinmeyip mümkün mertebe yok edecek bir politika, öyle ki ulema takımının açıklamalarına ya da vaazların bakın ailelerle çocukları dahi karşı karşıya getiriyorlar, şu ana dek "çocuğunuz eşcinselse onu öldürün" harici her şey söylenmiştir, buraya da sıranın gelmemesi için bir sebep yok. peki bu akıllıca bir şey mi? değil ancak faşizmin özünde her zaman akıl aramak da gereksiz, tarihte hiçbir mantığa yatmayan vahim olaylar da mevcuttur. burada bilimsel bir mücadele kısa vadeli olmasa dahi uzun vadede bizi haklı çıkarır, yani bu dönemler geçer elbet ve bizler yine haklılığımızı ispatlamış olarak yeni bir toplum projesinde yer bulabiliriz.

2-faşizmin, militarizmin ve erkek egemenliğin yaygın olduğu toplumda eşcinsellik de tabular kadar aynı zamanda sistemi yürütecek hiyerarşik yapıyı tehdit eden bir konu, bu durumda mevcut saldırıların arkasında yatan şey toplumsal yapıdaki hiyerarşik anlatıyı korumak ve mümkünse daha da kemikleştirmek. bu daha fazla aklıma yatıyor. bu durumda birleşik ya da kimilerinin dediği kesişimsel mücadele önemli, yani lgbti+ hareketi mümkün mertebe diğer muhalif unsurlarla kaynaşmalı, dertlerine ortak olmalı ve büyük anlatıda birleşebilmeli.

3-günümüzde kapitalizmin işleyişi sadece burjuvazi-küçük burjuvazi-proleterya formülünde olduğu gibi değil, bu formül hala geçerli olabilir ancak sistemin işleyebilmesi için proleteryanın da altında, doğrusu sistem dışına itilen marjinal bir kesim de var. hatta kimilerine göre sırf bu yüzden işçi sınıfı dahi artık düzenin evcil bir parçası, çünkü toplumun en pis işlerini yapan, güvencesiz, adeta hindistandaki en alt kastın gördüğü muameleyi gören bir katman, hatta katman bile değil sistem dışına itilmiş bir yığın var. lgbti+'larda sistemin dışına itiliyor ki mültecilerle birlikte pis işleri yapacak bir "ucube" ordusu daha yaratılsın, aile politikasının kurgulandığı çizgi dahi burayı hazırlıyor olabilir. ama öyleyse eğer çizgiyi sert çekmek gerekecek, çünkü böyle bir durumda lgbti+lar sistem dışına itiliyorsa işçi sınıfı da dahil olmak üzere sistem içinde duran tüm güçler "suç ortağı" konumundadır, çünkü onların sistemde yer edinebilmesi için birileri pis işleri yapmalı. yani birleşik mücadele vs boş bir hayal çünkü tüm toplum lgbti+'ların karşısında konumlanıyor ve bunun tersini ummak rasyonel değil. ayrımı sert bir biçimde çeken ve adeta kara panterler gibi bir mücadele hattı tek çıkar yol olarak önümüzde durabilir. böyle bir durumda istediğimiz kadar ortak mücadeleden bahsedelim, bizler kendi kurtuluşumuzu bedel ödeyerek kazanmadan toplumun diğer parçaları değişmez, çünkü onlar bulundukları konumu bizlerin üzerinden silindir gibi geçilmesine borçlu, yani hepsi öyle ya da böyle düzenin birer ortağı, onların düzen ile çelişkilerinin açığa çıkması önce bizim ve bizim gibi olan başka katmanların bu halden ayrıca kurtulmasına bağlı.

bu böyle böyle gider, her şeyin hızlıca değiştiği bir zamandayız, haliyle düşünceler de çok farklı yerlere kayıyor bazen ama düşünmek, tartışmak ve bir biçimde harekete geçmek zorunluluk. ve bildiğim bir şey var, önceden daha farklı anlatılar peşinde koşmak belki mümkündü, ama bugün hiç olmadığı kadar kimliğimizi ve varlığımızı düşünmek zorundayız.

yazarların gördüğü en güzel erkek götü

üniversitedeki tek dönemlik oda arkadaşım… murat bul beni oğlum biliyorum aramızda bir şey vardı…

alttaki yazara soracaklarım var

kesinlikle kalan çeker diyorum. giden, ne sebeple olursa olsun, hayatına devam etmek için yeni bir adım atmıştır. ortak bir ayrılık sonucu gitmiş olsa bile muhtemelen etrafında yeni bir ortam şekillenecek, geçmişi unutması kolaylaşacaktır. öte yandan kalan, balçığa batmış gibi sürekli giden kişiyi düşünecek şeylerle karşılaşır: gerek bulunduğu ortamdan onu hatırlatan şeyler, gerek terk edilmenin verdiği his, her şey onun için daha zorlaşmıştır.

alttaki yazar söyle bakalım en büyük pişmanlığın ne, elinde olsa bu pişmanlığı değiştirir miydin?

ankara

birkaç gün sonra ziyaret edeceğim şehir, pek sevmem doğrusu. söylendiği kadar gri bulmuyorum keza sosyal hayatı beklediğimden daha hareketliydi. yine de pek sevmem, belki sürekli iş sebebiyle gittiğim için.

ayı sözlük fuck buddy aranıyor ilanları

e biz de yazalım o zaman, izmirdeyim iş için sık sık istanbul'la ankara'ya gidiyorum.
31 187 80 a, vücudum iyidir. ilgilenen pasifler yazsın efendim!

yalnız yaşayan kadınların sahiplendirilmesi

kadınları bilmem da gayleri ben sahiplenebilirim. sahiplenilmek isteyen bana ulaşsın bakayım!

erkeklerin en hassas yeri

testislerin tam ortası

kadınla sevişmek vs erkekle sevişmek

kendimden yola çıkarsam erkekle sevişmek. kadınlarla sevişmek de keyifli olabiliyor ama partnerinin vücuduna kendi vücudundan hakim olmak bambaşka bir yakınlık ve haz sağlıyor klişesi doğru. vücuda ait küçük hazları bazen sadece hemcinsinizle tadabiliyorsunuz. onun dışında genellikle erkeğe yapılan seks daha sınırsız ve ilkelce oluyor ki bu da kesinlikle azdırıcı bir etken.

meme ucu

pasifimi missionary silerken emilmesi sekste en sevdiğim şeylerden biridir. en az penis kadar hassastır benim için, parmakla oynanırken sakso çekilirse de en iyi orgazmlara götürür. yapmak isteyen biri denk gelirse beni bağlayıp sadece meme uçlarımı vakumlayıp dil darbeleriyle bile boşaltabilir beni, o denli hassas ve zevkli.

Toplam entry sayısı: 4

efemerid

ay ben de kimi muhatap almışım ya! allah benim belamı versin de kurtulayım.

efemerid'in türkiye'de suriyelilerin sürekli üremesine ilişkin mütalaası

insan hakları elçisi efemerid'in uzman mütalaası ektedir:

"zamanında zorla bunlara aile planlaması anlatmak zorunda kalmış biri olarak söylüyorum, asla ve asla üremeleri durmayacak. öğrencileri yaka paça atıp aldıkları yurtta bağıra çağıra sikiştiler bunlar. çünkü hayatları bunun üzerine kurulu. kadına korunmayı anlatıyorum, en azından takvim yöntemini kullansın diye koca ajandada sevişmeyeceği tarihleri işaretliyorum kadın bana diyor ki "nasıl yani gece karılık görevimi yapamayacak mıyım?" aptalların seksi bile gece yani çünkü rutinleri bu, erkek işten gelir ayakları yıkanır yemek yenir bulaşık yıkanır çay içilir sikişilir. dünyaları bu yani bir hayvandan farksız, sevişmiyorlar sadece ürüyorlar. erkeğe anlatıyorum "no kondom noo" diyor. bunlara 21.yüzyılda dışarı boşaltması gerektiğini anlattırdı devlet zorla. sonra siktirdim zaten bunlar tavşan gibi arkadaşlar sizin bizim gibi değiller, üreyecekler adapte olmayacaklar ve gidip kendi topraklarında üremeliler. iyice sinir doluyorum bu konuda."
#431036
Henüz takip ettiği biri yok.