kendini çok özleten, gelişi dört gözle beklenen, gittiğinde gözlerinizi dolduran sevgilidir. bize sabretmeyi öğreten sevginin iki baş aktöründen biridir. bazen gecenin bir yarısı uyanıp saatlerce heyecanla, sesini bir dakika bile duymak için ölünen sevgilidir. bazı zamanlar neden uzakta olmak zorunda olduğunu içten içe sorgulatan, isyan ettirendir. havaalanında uçağının inmesi ve o kapıda belirmesi dünyalara değişilmeyecek sevgilidir. pasaport kontrolünden sonra size belki de son kez el sallayan ve üzülme yine geleceğim diyen gülüşü ile iç ısıtan sevgilidir. candır...

gerçek sevginin, aşkın araya ne kadar zaman, ne kadar ülke girse bile hiç bir zaman bitmeyeceğinin göstergesidir. bu sözlükte hiç kimse benim kadar hasret çekmemiştir herhalde... bir ben bilirim, bir o bilir, bir de allah bilir yaşananları... geceleri türkiye saatine göre uyanıp aman görür müyüm diye kırk taklalar atmak, onun t-shirtlerinden kokusunu içine çekmek, geceleri döktüğüm göz yaşları, en ufak bir şeyin onu anımsatması, rüyalar ve diğer her şey...
sabır neymiş onu öğrendim. sevgi neymiş, aşk neymiş onu öğrendim... gözüm görmez ondan başkasını. görmeyecek de.
bu anlar bir daha gelmeycek. o yüzden sevdiğinizin kıymetini sonuna kadar bilin. sarılın, sevin, sevilin. belki bir daha buna fırsat bulamazsınız.
her ayrılıkta son defa gibi sarılmak var ya hani bir şey olur da bir daha göremezsen diye. ona sarılmayı hissetmeyi hiçbir şeye değişmem...
neyse ki az kaldı sözlük, artık çok az kaldı... şimdi de onunlayım. böyle bir huzur ve mutluluk yok.
istenirse uzaklar yakın olur sözlük. istenirse tabi...

zordur ya bu iş. aglaya aglaya bihal eder adamı. seviyosun ama uzakta. kötü.

bazen insana acaba uzakta diye mi bu kadar sevilesi, acaba aynı evde ya da en kötü aynı şehirde yaşıyor olsaydık bu kadar kıymetli olur muydu gibi şeyler düşündüren sevdicek türüdür. (bkz: düşünme böyle şeyler yavrucum)

tam dokuz aydır hayatımın içine sıçandır. kişilere de bağlı bazısı senelerce yürütebiliyor uzak mesafe ilişkileri ama uzağın da bir limiti olmalı. farklı şehirler, komşu ülkeler eyvallah da...türkiye kanada uzaklığındaki bir ilişkinin yürümeyeceği daha başından belli. gelde bunu kalbime anlat.
1,5 yıl sonra gelen edıt: püüü ne salakmışım lan..uzaktaki sevgilinin aq bana bişey olmasın...

"seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli" adlı şarkıyı sevdiren, arada çamların altında verdiği o buseyi zaman zaman hatırlatan ulaşılamaz süper aşkstarı...

ironik oldu bu başlığı görmek. zira dün itibariyle başladığım ilişkide, sevgili kişisinin işi bangladeş te. ayda sadece üç gün görmek gibi fena bir yanı var. daha önce de uzun mesafe ilişkim olmuştu ama en azından aynı ülkede yaşamanın avantajı vardı, istediğin zaman gidip görebilme gibi. şimdi ta anasının amında bir ülkede. bunu deneyimlemek oldukça zor olucak

değil uzakta dünyanın bir ucuna da gitse sevdiğim, yine severim. yine beklerim, kezbanlıksa kezbanım. * *
sevginin her halini tecrübe etmeye çalışsamda bundan daha güzel bir aşk cevabı bulamadım.
sonuç; sevgili ister uzakta olsun ister yakında candır.

zordur aslında. ama güzeldir de. doğru kişiyse özlemekte on numaradır. haa bi de yanınızdaysa o zaman on numara beş yıldızdır...

"çok özledim" dediği anda yanında olup sarılamadağın anda ışınlanmayı hala bulamayan isviçreli bilim adamları na ağır küfürler etmene sebep olan kişidir.

uzak ama yakın. yüzlerce kilometre uzakta ama yanı başımda. ayrı yatsak ta yan yana yüzü yüzüme dönmüş yatıyor. uzakta ama yanımda.

birlikte ama yalnız, iki yabancı olmaktansa; uzaktan, uzaktan hiç konuşmadan bağlasın beni.

uzaktaki sevgili eğer sizin gibi bir üniversite öğrencisiyse ve ikinizde ailenizle yaşıyorsanız çok bi sorun yoktur mantıkta. yanyana olmanız halinde yapabileceğiniz şeyler sınırlıdır çünki. mesela sinemaya gitmek, parkta kola çekirdek yapmak vesahir... yanyana olsanız devamlı bunları yapıp sıkılacaksınız. daha fazlası da zor olacak. tamam hiç olmayacak değil. ama sürekli zor olur. hep daha fazlasını istersiniz. ama sonuç olarak herkesin hesap verdiği bi ailesi vardır. bu durumda...
uzak olmak yanyana gelince yapılan bu kısıtlı şeyleri çok eğlenceli kılar. kaçamak geceler falan... güzel karşılanıp güzel yolcu edilirsiniz. ikiniz de daha fazla şeyler yapabileceğiniz günleri beklersiniz. daha rutin günleri hayal edersiniz mesela aynı eve geçmek gibi, başınızı onun dizine koyup kitap okumak gibi, o odada ders çalışırken televizyon izlemekten sıkılıp öp-kaç yapmak gibi, sinirlenince ulan ayı öpüyoruz da yaranamıyoruz diyip, sizi o kondisyonsuz haliyle yakalayıp üstünüze çullanması gibi...
ama tüm bunlar için daha erkense. siz de yapabildiğiniz kısıtlı kaçamak şeylerin tadına varıp birbirinizi daha iyi tanımaya çalışırsınız. bilemem. bazen... bazen her ilişki zor zamanlar geçirir. önemli olan boksörün yere düşmesi değil yerden kalkamamasıdır sonuçta...
ve uzaktaki sevgili, harbi sevgiliyse tüm uzaklıkları skipatar *

bazen aynı odada hatta aynı yatakta olmasına rağmen aklıyla veya ruhuyla başka dünyalara kaymış sevgili türüdür. fena acı verir.

göksel uzaktan şarkısı ile özdeşleşmiş bir duygu . en çok ta acaba başkasıyla görüşüyormudur sorusunun çok soruldugu dönem

işkenceden ibarettir.

özlersin,canın yanar.özler canı yanar...

uzaktaki sevdiğin versiyonu da vardır.

yanındayken dunyanın en huzurlu en mutlu insanı olursunuz, gitme günü gelip mesafeler girdi mi araya başlar kavgalar. olmadık sebepler büyük tartışmalar yaratır. ikiniz de özleme, kadere olan öfkenizi birbirinize kusarsınız sanki. sonra gün gelir buluşur; tekrar dünyanın en şanslı insanı olursunuz; gitme günü gelene kadar.

bu camiada iseniz aldatır/aldatılır.